arapça'da muharrem ayının 10. günü anlamına gelen aşure, ilk kez bugünde yapılmış olan tatlıya da adını vermiştir. Ayrıca "aşure" kelimesinin ibranice asor kelimesi ile bir bağlantısı olduğu düşünülmektedir.
nohut, fasülye, buğday, üzüm, kayısı, fındık, fıstık, tarçın, şeker, incir, elma, portakal kabuğunu pişirip, üzerine nar serpiştirilerek hazırlanan geleneksel tatlı.
normalde içinde 40 çeşit malzeme bulunması gereken fakat çoğu kez kolpasının yapıldığı * üstüne su içildiğinde ise insanı klozetle arkadaş yapan tatlı.
hic bir kuvvetin bana yediremeyecegi, icinde bir tatlinin icinde olmamasi gereken nohut, fasulye gibi bakliyatlarin bulundugu tatlimsi. sevmeyeni de cok azmis. *
''Rivayete göre Muharrem'in 10'unda Nuh aleyhisselamın gemisi sulardan kurtularak Cudi Dağı'nda karaya çıkmıştır. Bu kurtuluşun şükrü olsun diye geminin ambarında kalan tahılları çıkarıp özel bir tatlı yaparak gemi sakinleri aralarında paylaşmışlardır. işte bu tarihî olayı her yıl 10 Muharrem'de bir daha hatırlamak niyetiyle aynı tatlı yapılarak eş dost, konu komşu ile yeniden bir kaynaşma ve hediyeleşme vesilesi yapılmaktadır. Böylece hem komşular arasında sevgi ve saygının gelişmesine sebep olmakta hem de tarihte yaşanmış tufan hadisesi ve karaya çıkış olayının mesajı bir daha zihinlerde canlanmaktadır. Aşure tatlısı bu özellik ve güzelliğinden dolayı asırlar boyu varlığını sürdürmüştür'' *
Hz. Muhammed'in en sevdiği yiyecek olduğu da söylenir.
içine portakal kabuğu reçeli de eklenince tadından yenmez olan, son derece besleyici tatlı. hele ki daha pişerkene kazanın içinden sıcak sıcak aşırmak daha da güzel oluyor.
tatlıdan daha fazlası olan besin kaynağı. aynı zamanda hem fasulye, hem darı, hem nohut tarzındaki besin, protein kaynaklarını bir anda yedirebilen nadir yiyecektir... içerisinde bulunmuş olduğumuz aşure ayı'nda bol bol yapılır, evlerde komşuların getirmiş olduğu kaselerden tadılır, sevaba girilir, bu ay içerisinde, konuşmadığınız kişilerin dahi yapmış olduğu aşureyi yersiniz bilmeden... böyle de bir özelliği vardır aşure'nin... aynı zamanda, ''iyi gelir diye'', pişerken tencere kapağına duhul olmuş buharlardan ''göze süren'' kişiler; ''göze sürdüren'' anneler ve de anneanneler yok değildir... efendim geneli itibariyle bilindiği kadarıyla da, muharrem ayı'nın 10. gününe denk gelinen günde yapılması, yenmesi, yedirilmesi, dağıtılması makbüldür...
aclikla karsi karsiya kalan inananlarin teskini icin Hz. Nuh tarafindan arda kalan malzemeleri karistirmak suretiyle ortaya ciktigi soylenen yiyecek.*
Muharrem ayinin 10. gunune Asure Gunu denmesine ragmen o gun bu yiyecegi ibadet niyetiyle yapmanin bidat olduguna dair bilgiler mevcut. o gun diger ibadetlerle mesgul olunmasi ve asurenin de ay icinde herhangi bir zamanda yapilip dagitilmasi onerilmektedir.
arap anlatımına göre; kerbela'da kuşatmanın 10. gününde erzak tükenmiş, herkesin elinde azar azar çeşitli yiyecekler kalmıştır. o gün, kalan bu yiyecekler kazana atılır ve pişirilir... ve bu yiyeceğe onuncu gün, anlamına gelen aşure ismi verilir. sözcük arapçadır.
tufan sonunda, karaya yanaşmam için bırakılmış bir avuç su olan Van gölü'nden, toprağa çıkmadan önce, elde avuçta ne kalmışsa karıştırıp yapılan,* nuh'un gemisi'nin en ünlü yiyeceği; günümüzün de çok sevilen tatlısı.
buca sokaklarında "kanaşure, kaymakaşure" sloganıyla mavi üç tekerlekli, camekanlı bir işporta arabasıyla satılan, öğrenci bünyelerin "ulan annem olsaydı iki yamulur yaptırırdım bir kazan" demesine neden olan, orgazmik tatlı.
bazı tatlı firmalarının hazır olarak paketlerde sattığı, bir litre süt ve/veya bir bardak süt üç bardak suyla beraber kaynatılarak yapılabilecek tatlı. yalnız ev yapımını tutmasa bile o anki aşure hasretini bir nebze olsun dindirebilir.