Geçenlerde gece 4-5 saat otobüs beklediğim otogar. O 4-5 saatte neler görmedim ki! Alt kattaki Tuvaletine girdim pisuvara biri boşalmış, sıvı duruyordu orada.
Sonra bankta otururken yanıma birisi geldi. Nereye yolculuk dedi, konuştuk. Sincan cezaevi'nden yeni çıktığını söyledi. Para istedi. Sanırım cezaevi'nden çıktığını söyleyerek insanları korkutup para koparmaya çalışanlar var. Tabii ki vermedim. Sonra sosyal deney yapıyorum, isteyene yardım etmek lazım falan dedi, gitti.
Otogarın iyi yönü ise evsizlere pek rahat olmasa da bir ev olması. Banklarda yatan, bankın arkasında yerde yatan kişileri de gördüm.
uzun yıllardır esenler otogarı ile haşır neşir olan bünyelere gayet normal gelmekte olan otogardır. genelde angaraya araç ile gidip geldiğim için çok kullanmadım belki 3 defa oradan bindim ama ne bileyim bizim esenlere göre sıradan geldi. bizim burası tam teksas lan. esenler-bağcılar tandansı mikemmel yakalanmış. tam bir keşmekeş. aşti gene daha nizami gibi o standlara çağıran adamlar daha üstleri başları düzgün gibi. bizim burada metrodan çıkınca falan bir anda koluna giriyorlar "abi ortam lazım mığğ" diye yolunu çeviren sarı bıyıklı ağzında külü kalmış sigara olan aksaray müdavimleri gibi. tırsıyorsun *
Artık eskimiş olan, gerek dizaynı gerek içinin tel tel dökğlen haliyle ülkenin başkentine yakışmayan bina. Bir an evvel yenilenmesi gerekli ancak hazır metro hattı bulunan bir yeri taşımak mantıklı değil, bununyanında hem çalışığ hem yenilenmeaini sağlamak da oldukça zor.
Hayatımın bir bolumune sahitlik etmiş otogar. Daha gidiş peronuna varır varmaz gırtlaklarcasına -nereye abi?- diyen değnekçileri, önünde uzun uzun durduğum kitapçıları,giden yolcu peronuna çıkışta en soldaki kafe restaurantı, buz gibi metal koltukları ile bazen kaçarak, bazen hüzünlenerek, gelip gittiğim yerdir aşti. Ve hayatımda çektiğim en güzel gün batımı fotoğraflarının ev sahibidir.