gidenin hala gittiğine inanamama halidir. içinizde bir sızı kalır. kahredersiniz herşeye. her an aklınıza yeni cümleler gelir arayıp söylemek istersiniz. ama yapamazsınız. zaman adeta yavaşlar ve evden çıkmayan biriyseniz söylemek istediklerinizi içinizde tutamadığınız an kendinizle konuşmaya başlarsınız. zamanla sandalye koltuk yastık..vs. de sizin hayali arkadaşlarınız olabilir. gece gözünüze uyku girmez sabah bir türlü olmaz. şarkı dinleyemez olursunuz. kullanıyorsanız sigara sizin dostunuz olur. ve daha nicesi.. bu kadar kötü giderken çözüm nerde mi? birisi bulursa mesaj atsın.
kesinlikle bir hayran olma durumudur. gülüşü, bakışı, normal de size kötü gelebilecek tüm özelliklerin onda güzel durma halidir. acı verir. (bkz: bana göre)
Genellikle reddedilmeden bir aşama öncesidir. Tüm olasılıkları geceler boyu düşünüp kendisini en kötüsünü hazırladığınız ve size beterin de beteri olduğunu gösteren durumdur. Nadir olarak kaçamak bir tebessüm yakalamk suretiyle mutlu olsanız da bu dönemin hakim rengi kesinlikle gridir. Ve belirsizliğin o iç gıcıklayıcı boşluğunu her sabah kalbinizde hissedersiniz. Ve bu dönem bir erkeğin en çok şaire benzediği bir kadının ise en çok aptallık yaptığı dönemdir.
zor haldir efendim güzel de değildir. hani tamam insan olduğunu hissedersin, duygun vardır her duyguyu tadarsın ama. öyle aşkını yaşama fırsatın varken ya da yaşarken en güzeli tek kişilik yaşamakmış diyenlerin edebiyatı çekilmez edebiyattır.
-e, -de, -den hallerinden sıyrılıp, yalın hale tutunmuşların içinde bulundugu haldir. tüm sevgiler ve gerceklerden soyutlanmıs, sadece o olmussunuzdur. artık siz de yoksunuzdur, sadece o vardır. ve askın tek kişilik yasanma hali vuku bulmustur. *
acıdır. kişi kendi kurduğu hayaller çercevesinde yaşar aşkını. bir birlikteliği vardır ama yalnızlıktan o kadar bitap bir durumdadır ki hayallerine sığınır. ve gün gelir de keserse hayallerini o zaman ilişki de son bulur.
aşk da zaten iki yalnızın ortak bir yalnızlıkta buluşmasıdır, dedi
aşık olun!
gösterin birbirinize yalnızlıklarınızı
nasılsa ayrılık insanın tek kişilik yalnızlığını özlemesi.
sade ölüm değil, ayrılık da yaşamın emri.. yılmaz erdoğanyalnızlık
kendisiyle oyalanılan bütün nesneler kadar gizli özneye has gizli bir özgüven bu. Çember ile daire'nin arasındaki fark kadar, yani bir alan sahipliği meselesi. Gurur meselesi. Ur meselesi.
Tahtından indirilip boynu vurulmaya götürülen çocuk padişahlar, "Eve mi gidiyoruz, oyun bitti mi?!" diye sormuşlar mıdır?! Kaç çocuk sevgilinin boynunu vurdun sen?!
Ayağı kırıldığı için öldürülmesi gereken atlar, "Ben yalnızca bir ayakmışım yalnızca!" diye söylenmişler midir kendi kendilerine?! "Ve nal, hani uğur getirirdi?!" Ayağı kırılan kaç sevgiline silah çektin?!
Kaç filme yarısında girdin, kaç filmin yarısında çıktın; kaç aşka sürpriz başlangıç yaptın
Ben sende tatildeyim. Ben sende bir şezlong problemiyim, hususi vasıtayım, kısa menzilli sevdayım, klorofilim, pikrik asidim, oyum işte; ne diyorsan oyum, oyuğum.
Ben iki'yi seviyorum, sen bir'i; bak, eşitiz. Bir imla kılavuzu duruyor sereserpe vücudunda: Bütün kelimelerin doğru, bütün işlemlerin tamam. Sağlaması yapılmış bir çarpım gibiyiz sevişmelerden sonra: ikimizden biri sıfır olsa, diğeri ise istediği büyüklükte bir sayı; farketmeyecek sonuç = sıfır. Bunun endişesiyle sevişiyoruz hep. Ya yataktan sıfır çıkarsa diye.
(bkz: düzenli seks yapan ırmaklar kabilesi)
aşkın bir garip halidir efendim...
aşkın anyonlarıyla katyonlarının ayrıldığı, elektronlarının patır patır dağıldığı halidir.
aşkın -i, -e, -de, -den halidir... ama en çok yalın(!) halidir.
katı halidir, sıvı halidir... ama en çok gaz halidir... öyle uçar gider, öyle görünmez, öyle kendi halinde...
aşkın çocuk halidir...
elinden tutup yaptırmak gerekir bir şeyleri, takılıp düşmemesi için tutmak gerekir...
aşkın soğuk halidir, en yüksek dağların tepesindeki buz gibi karlardan soğuk...
aşkın kuru halidir, ezik büzük biraz soluk...
aşkın buram buram koktuğu halidir öyle çekersiniz içinize...
aşkın içinizdeki halidir. çıkamaz, çıkaramazsınız!
gir hadi içeriye...