çoğu kişi aşkın tanımı nasıldır diye merak eder. akılda olan sorular aşk nedir ? insan neden aşık olur ? gibi sorulardır. ben bilim adamı değilim, isviçreli hiç değilim. ancak aklı olan ve düşünebilen her insanın hak vereceği gibi aşka neden olan şeyin insanın güdüleri olduğunu biliyorum. hayvanlarında insanlar gibi kişisel ihtiyaçları vardır. bu beslenme olsun üreme olsun veya başka şeyler. örneğin, kur yapan bir erkek hayvan, dişinin gözü önünde tüm hünerlerini sergiler. bunun sebebi dişiye aşık olması değildir. dişiyi dikkat çekici bulması ve soyunu devam ettirmesi gerektiği içindir. aynı şekilde dişi kendisine kur yapan, güzel genlere sahip olan güçlü erkeği seçmek isteyecektir. onun yavrusunu taşımak isteyecektir. çünkü o da yavrusunun aynı güzel genlere, dikkat çekiciliğe ve güçlülükte olmasını isteyecektir. aynı şekilde insanları ele alalım. bir kızın bir erkekle evlenmesinin sebebi nedir ? diye soralım. şimdi oradan bir tane bayan yazarımız veya muhalefet olacak bir yazarımızın dediğini duyar gibi oluyorum.
+ eee sevgiiii, aşkkk.
bok sevgi, bok aşk, bildiğin cinsel dürtüler, bildiğin doğa kanunu, bildiğin soy devam ettirmedir. ulan madem cinsel dürtü değil, madem aşk o zaman evlenme. sürekli sevgili olarak kal, iki aşık olarak yaşa bakalım hiç sevişme. o aşk mı dürtü mü anlarsın.
senin aşk dediğin şey, toplumun ahlaki değerlerinin cinselliği kamufle etmesinden dolayı türeyen bir kelime. buna şöyle bir örnek verelim. vitrinde duran iç çamaşıra baktığımızda zihnimizde oluşan imge gibi. kimileri sadece iç çamaşırı görür ki bunlar iş bu dediğimiz ahlaki değerleri baskın kişiler. kimileri ise içinde neler olduğunu. işte aşkın tanımı budur.
edit: ( aydınlatma) 1
--spoiler--
aşk vardır, ama insan sevdiğine kavuşursa o aşk biter. ayrıca madem cinsel dürtü öyleyse aşık olduğu için otuzbirden kesilen genç adam sadece bir efsane mi?
--spoiler--
evlendiğinde aşk niçin biter ? çünkü artık istediğin şeye kavuşmuşundur yani o giderilmeyi bekleyen cinsel ihtiyacına. peki aşık olduğunda otuzbirden kesilen gence ne demeli ? toplumun ön yargıları yüzündendir o. yıllardır kafasına sokulan ''insan sevdiğine öyle şeyler hisseder mi yahu'' düşüncesi yüzünden duygusal karmaşa yaşayan bu gencimizin bünyesi bu olaya böyle bir reaksiyon gösteriyor. bunun toplumda cidden çok örnekleri var. ama bu aşkın gerçekliğini kanıtlamıyor. aksine düşünüldüğünde aaaa ! hakikaten bu adam aslında doğru diyor lan diye benim söylediğime getiriyor konuyu.
Doğru önermedir. Aşk duygusunun yüce bir duygu olduğu düşüncesi efsanevi aşk masalları ve günümüz dizilerinden öğrenilmiş sanal bir duygudan başka birşey değildir. Beşeri aşkın sonunda ilahi aşka dönüşümünü gerçek hayatta gören var mi? Bunu rahatlıkla söyleyebilirim ki yok! Adı üstünde efsane bu. Tam aksine şahit olduğumuz bütün aşklar ya sikişme ya da osbir le biter. Yahut filmlerden dizilerden öğrenildiği gibi ayyaşlıkla serserilikle ya da intiharla...
Aşk tamamen cinsel dürtülerden oluşmaz lakin içinde önemli ölçüde bunu barındırır. Yani sevgilinize ya da sevdiğinize karşı böyle bir istek içinde olmazsanız, o da diğer insanlar gibi olur. Ya dost, ya arkadaş, ya kardeş dersin. Sevgiliye karşı hissettiğin bu çekimi başkalarına karşı hissettiğin an zaten işin aldatma boyutu ortaya çıkıyor; zihinsel, fiziksel, duygusal... Sonuç olarak; aşk tamamen cinsel dürtülerden oluşmaz ama olmasa da olmaz, bu'dur!
