aşkın mürekkebi

entry2 galeri0
    1.
  1. Uyandığımda gözlerimi diktiğim loş tavanda gördüğüm; aşkının mürekkebiydi...
    Yazıp çizdiğin, karalayıp durduğun.
    Çığ altında kalmış gibi hareketsizdi duygularım, hissizdim. Uzuvlarım sensiz ölmeye hevesliydi...
    Odanın aralık kapısından içeri giren, kokusunu üstüme sindiren tek şeyse lodostu.
    Lodos dost bana, lodos düşman.

    Nerdesin?
    Aşkın kederi ağırmış, gecenin karanlığı korkunç.
    Sakındığım, sakladığım, pamuklara sarmaladığım aşk.
    Ey aşk korktuğum,üşüdüğüm gecelerde sar beni.

    Uçsuz bucaksız gelir şimdi bana bu şehir, sokaklarında öpüşen sevgililerin dudakları kadar sıcak gelir.
    Ama hüzün, yanaklarımda çiğ damlası olur, soğutur...
    Ellerimin titreyişi, gözlerimin keyifsizliği, soğuyan bedenim hep sensizliğin habercisi.
    Yağmur damlalarıyla çarparsın camıma, sokak lambasının ışığında vurursun yatağıma, kavruk teninin kokusu dolar odama...
    Ve ben yeni kelimeler katarım aşk lügatime. Özlem; yokluğunda ellerimin sızısı olur, yalnızlık sonsuzluğu olur zamanın.
    Sonsuzluğun ne olduğunu biliyormuşum gibi...
    Hayalin kırıldığı yere düşmüşüm gibi...

    Düştüğümde gözlerimi diktiğim hayat benim mi? Benim mi bu titreyen yaşlı eller. Yanımdaki sen misin göremedim, görmez olmuş gözlerim, yaşlanmanın ne olduğunu biliyormuşum gibi.. Kalbim iğne yapraklı ve sonbahar renginde...

    Sonbaharın kuşları kanat çırparsa yaralarıma, ilacımı al gel yanıma. Sebebim sensin. Yaralarsın, yaralarımı sararsın. Sar beni... *
    2 ...
  2. 2.
  3. gözyaşıdır.

    bazen deli gibi mutluluğa, bazen de ölecekmiş gibi acılara atar imzasını aşk, gözyaşlarıyla.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük