şöyle düşünün; insanoğlu sever, aşık olur. ve bu duygular uğrunda baz seylerden vazgecer, feragat eder.
örneklendirelim: bir kızı seviyorum. ve kızın izdivacına talibim. ama benim zengin ve duygusuz pederim, bu izdivaca olumlu yaklaşmıyor. ben ne yapıyorum? aşk uğruna babamı ve parasını reddediyorum.
evet başlıyoruz. mantıklı mı? bakın soruyu doğru idrak edin. doğru olan mım? diye sormuyorum. o nun cevabı kesinlikle ''evet'' zaten. ama benim sorduğum durumun mantığı?
mantıklı mı bu durum? evet arkadaşlar, --kime göre neye göre diye vızıldamadan, hemen cevap vereyim-- bana göre cevap evet...
açıklayalım. biri söylemiş ama kim söylemiş bilmiyorum. insanı beyni değil kalbi yönetir diye... yani insan aşıksa, kalbi ona der ki; aşk birinci sırada gelir. mantık da bunu uygular.
sizin anlayacağınız mantık; karar veren bir merci değildir, insan mekanızmasında. tüm kararları gönül uygular, sol tarafınız yani. sevgiliden ayrılırken kor alevlerle yanan, sevgiliye kavusurken içinde kelebekler ucusan sol tarafınız...
aşkın olduğu yerde mantığı aramanın anlamsızlığıdır. aşk varsa zaten mantık bir kenara çekilmiş aşkın hafiflemesini bekler, asl olan mantık işin içine girdiği zaman hala aşık olabilmektir. asıl erdem budur.
mantıkla hiç işi olmaz zaten.. başına buyruk burnu dik..
asla engel olunamayan hayatını uçuruma sürükleyebilecek bir güce sahiptir aşk. öyle ki kendinden bile taviz verdirtebiliyorken sana, bir yandan karşındakinden de alır elinde ne varsa...
hayatta yapılan hataların çoğunun duygularınla yapacapın şeyi aklınla yapmaktan ve aklınla yapman gereken birşeyi duygularınla yapmaktan ileri geldiğini iddia ediyor bir yazar.ve en önemli sorunun da bu ikisini ayırabilmek olduğunu söylüyor.fakat aşk konusunda nereyle karar vermek gerektiği gayet açık bence.dolayısıyla aşkta tabi ki mantığın önüne geçilecektir...
iki ünlü ve iki salaktan oluşan duygusal paranoyanın insan hayatına verebileceği zarar hususunda hayallerin cat cut yıkılması sonucunda yaşanılan durum...
dünyada olabilecek en tehlikeli durumlardan biridir.bunu genel çerçede açıklarsak eğer,kişi yaptığı davranışların doğruluğla ilgilenmez.tamamiyle duygularının esiri olmuştur.mantıklı kararlar veremez.çevresindeki herkese de dolayısıyla istemese de kötülük etmiş olur.onun için her şeyin bir sınırı aşkın bile. (bkz: elizabeth 1)filmi