Aşkın karmasının varlığı hakkında konuşmadan önce, Karma yasasının ne olduğuna bakmamız lazım. Karma, Hindu ve Budist felsefelerine ait bir kavramdır. Her fiziksel, hem de zihinsel her türlü eylemin sonuçlarının kaçınılmaz olduğu üzerine kurulmuştur.
Karma yasası, her eylemin etkisinin, sebep-sonuç ilkesiyle kişiyi bulacağına dair bir inançtır. Bu inanıştan yola çıkarsak, Karma işimizi kolaylaştırıp, içimizi rahatlatır mı?
Size çok acı çektirmiş, canınızı acıtmış ve hayatınızda ciddi kötü izler bırakmış birinin, yaptıklarının karşılıksız kalmayacağına inanmak içinizi rahatlatacaktır muhtemelen.
Karma yasası, düşündüğümüz şekilde işliyorsa; kalbinizi kıran ve size haksızlık eden insanların, şimdiki veya sonraki yaşamlarında yaptıklarının bedelini ödeyeceklerine inanabiliriz.
Bu durumda çok fazla üzülmeye ve kendimizi kahretmeye gerek olmaz. Yapan hak ettiğini alacaktır. O yüzden içimizde o kişiye karşı nefret, kin gibi kötü duygular beslemek durumu da ortadan kalkar.Aşkın karmasına inandığınızda, sizi üzenlerin, siz görmeseniz bile cezalarını çekeceklerini düşünürsünüz. Bu durumda, onlara kızmak yerine acıma hissi bile besleyebilirsiniz.
Karma, evrensel bir adalet sistemi gibidir. Karma yasası, elbette her zaman kötücül olaylar için çalışmaz. Yaptıklarınızın bedelini veya mükafatını alma şansınız vardır.
Karma yasasına inanıyorsanız, yaptığınız iyiliklerin de size geri döneceğini bilirsiniz. Her adımınız, her hareketiniz, her düşünceniz sonunda size bir şekilde farklı yollardan sunulacaktır.
Karma yasasına inanmaya başladığınızda, gerçekten ruhunuz huzur bulabilir. Onca acıyı çektiren birinin, öyle elini kolunu sallayarak gidebiliyor olması zaten çok sinir bozucu, adaletsiz ve inancınızı zorlayan bir durumdu, değil mi?
Ancak bu yasaya inandığınızda madalyonun diğer tarafından da bakmak zorunluluğu doğacaktır. Bu hayatınızda veya başka bir yaşamınızda, siz kimin canını yakmıştınız ki; Karma, size şimdi bedelini ödettiriyor?
