okula firesiz gitmek
her tenefüse çıkmak
müzik dinlemeye eskisinden daha çok merak sarmak
bahçeye dalıp gitmek
söylenenleri duymamak, duysanda anlamamak..
aşk tam manasıyla bir değişim demektir.aşık olmazdan evvel "yok ya ben asla şunu yapmam bunu etmem, asla şunu söylemem bunu itiraf etmem, asla şöyle birinden hoşlanmam, şu olmazsa asla, böyle olmazsa asla,asla asla ...." diye bıdı bıdı eder durusunuz.sonra hiç ummadığınız bir anda, hiç ummadığınız bir şekilde ve hiç ummadığınız birine tak diye aşık olur, göt gibi kalırsınız.sonra o ana kadar vıdır vıdır konuşupta yapmam etmem dediğiniz ne varsa yaparsınız.telefona 10dk da bir acaba aradı mı, mesaj geldi mi diye bakmaktan tutunda, sabahın ilk ışıklarına kadar onu düşünmekten gözünüze uyku girmemesine, onu 100 metre öteden gördüğünüzde heyecandan eliniz ayağınızın titremeye başlamasından tutunda 1 saat sesi çıkmayınca karın ağrısı, mide bulantısı nöbetleri geçirmenize kadar ne bok varsa yersiniz afiyetle.o nedenle siz siz olun aşık olmayın sayın sözlük.yada aşık olacaksanızda böyle bıt bıt konuşup sonrada tükürdüğünüzü yalamak ve kendi kendinize mat olmak durumunda kalmayın yane benden söylemesi.sakat işler bunlar.
horul horul horuldayan sevgilinin gögsüne yatıp uyumaya çalışmak. sebep? çünkü aşık olduğun insan öyle dilemiştir. zaten uyunamaz o şekilde sabah zombi gibi uyanırsın.
aynanın karşına geçip onunla konuştuğunu düşünmek,yanında olmasa bile onun kokusunu almak,onun düşünürken durup dururken gülümsemek,uyurken yanında sanki o varmış gibi ona sarıldığını düşünmek,yemek yerken sanki o da karşında seninle yemek yiyormuş gibi hayal kurmak.aşık insan şizofren gibidir.kısaca Shekspeare'in de sözüyle "aşk deli olmak"tır.