Hayatımıza bir şekilde** dahil olmuş odakların gizli öznesi olduğu ve bu öznelerin gizli olmasından dolayı, öznesi olmadığı sanılan eylem. Şarkılar, reklamlar, hatta arkadaşlık ilişkileri bile bu odakları barındırabilir. Aşksız yaşanamayacağını empoze eden tüm bu odaklar, aşkı insanlara tıpkı su gibi satmaya çalışır. Su hayatîdir, belki bazılarımız için aşk da öyle. Ancak bu odakların hiçbiri hayati değildir ve aşkı onlardan öğrenecek değilizdir****. Ne mutlu kendi tanımlarını yaratabilenlere.
ezelden beri öyleydi ama şimdi fark edildi diye düşünüyorum çünkü aşk ve sevgi diğer duyguları yönlendirendir onlar yoksa kin ve nefret direksiyon alır.
okuduğumuz best sellerlar, izlediğimiz filmler tarafından benimsetilen düşüncedir.
kimse kimseyi değiştirmek zorunda değil, kimse kendisini birini değiştirmeye adamak zorunda değil. ve hayatta aşk olmadan, hiç aşık olmadan da mutlu olabilmek mümkün.
ben mi? ben yarım kalmış bir yazıyım. bazı yazılar yarım kalır, onları tamamlayacak adam yoktur.
