o ilk zamanlar en güzel duyguları hissettiğimiz yaşamın onsuz bir anlamının olmadığını düşündüğümüz insandan bir zaman gelip de herşeyin bitmesiyle oluşan duygu genelde pişmanlık hissedilen, bir son olur aşk.
aşk iki kişilik olmasına rağmen genelde tek kişilik biter bu işten en fazla bir kişi üzgün ve mağlup hisseder kendini.
sonra onunda üzüntüsü geçer zamanla unutmaya başlar ve kendine kızar. nefret eder ondan pişmanlık duyar yaşadıklarından herşeyden.. halbuki bu işe başlarken aşkı için her şeyini feda etmeyi göze almıştır.
bu olayı en güzel tanımlayan (bkz: 500 Days Of Summer) filmidir. 500 günde bir aşk nasıl başlar ve nasıl biter izlenip görülmelidir.
summer'a resmen âşık oldum.
gülüşünü seviyorum.
saçlarını seviyorum.
dizlerini seviyorum.
boynundaki kalp şeklinde olan doğum lekesini seviyorum.
konuşmadan önce bazen dudaklarını yalamasını seviyorum.
gülerken çıkardığı sesleri seviyorum.
uyurken ki hâlini seviyorum.
bu şarkıyı her duyduğumda aklıma onun gelmesini seviyorum.
bana hissettirdiklerini seviyorum.
sanki her şey mümkünmüş gibi.
...yaşamaya değermiş gibi.
ve sonu
summer'dan nefret ediyorum..
yamuk yumuk dişlerinden
1960'lardan kalma saç kesiminden..
kemikli dizlerinden..
boynundaki ezilmiş hamam böceğine benzeyen lekeden nefret ediyorum..
konuşmadan önce dudaklarını yalamasından nefret ediyorum.
gülerken çıkardığı sesten nefret ediyorum.
bu şarkıdan nefret ediyorum!.
bir yanım unutmak istiyor.. bir yandan da,bu evrende beni mutlu edebilecek tek insanın o olduğunu biliyorum.
tüm bu tezatlığın nedeni aşık durumda iken beynin salgıladığı bazı hormonlar yüzünden karşı taraftan alınan simge sembollerin gerçeğinden farklı yorumlanmasıdır.