aşkın aslında güvenden ibaret olması

entry3 galeri0
    1.
  1. aşk kavramını biraz uzunca düşündükten sonra aslında güvenden ibaret olmasıdır. öyle ki aşk aslında sevginin bir üst kademesidir, bir kişiye aşık olursunuz ve yıllarca ayrılsanız bile o kişi aklınızdan çıkmaz, belki daha güzelleriyle/ yakışıklılarıyla karşılaşırsınız ama hiç kimse o'nun yerini dolduramaz, güzellik konuysa eğer o' ndan daha güzeli gelmiştir karşınıza, bir kişinin sevmesiyse olay ondan daha çok belkide seven birisi gelmiştir karşınıza, ama o'ndan başkasına bir türlü güvenemediğinizi anlarsınız.
    erken edit: eksileyenler olacaktır ama bakış açısıdır, ben böyle durumla karşılaştım belki de sen karşılaşmadın?
    0 ...
  2. 2.
  3. aşkın bu kadar basitleştirilmesinin çok acizce olduğu durumdur.

    ulan insan bi edebilik katar bi laf oyunları yapar ki daha bi okuyabilelim aklımız karışsın.ama sen hiç aşık olmamışsın ki sen sadece birine çok güvenmişsin yani senin ki güvenmy aşk sanmak ey başlık sahibi.

    insan aşık olunca, o insanı düşünür sürekli aklı ondan başka herhangi bir şeye odaklanamaz, onu görmeyi iste sürekli ona doğru bir çekim olur hayatında, hani girdap gibi düşünün merkeznde aşık olunan vardır ister istemez bir çekim olur, nefes alıp verişi hızlanır insanın kalbi öyle bi atar ki çarpar ki bıraksanız yerinden çıkıcak aşık olunana uçacaktır...

    aşık olmak zaten gözün kapalı güvenmektir, yannında sevmek gelir, ona bakmak istersiniz, ona kıyamazsınız, biran önce ömrünüzü onunla birleştirmek istersiniz...

    Aşkın Tarifi

    Evinin seni içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksin…
    Sokağa fırlayacaksın…
    Sokaklar da dar gelecek…
    Tıpkı vücudunun yüreğine dar geldiği gibi…
    Ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü…
    Kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksin…
    Birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan…
    "Önemli olan sağlık."
    "Yaşamak güzel."
    "Boş ver, her şey unutulur."
    Sen hiçbirini duymayacaksın…
    Göz yaşlarından etrafı göremez hale geleceksin…
    Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek
    isteyecek kadar çok seveceksin…
    Hep ondan bahsetmek isteyeceksin…
    "Ölüme çare bulundu" ya da "Yarın kıyamet kopacakmış" deseler başını
    kaldırıp Ne dedin?" diye sormayacaksın…
    Yalnız kalmak isteyeceksin…
    Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak…
    ikisi de yetmeyecek…
    Geçmişi düşüneceksin…
    Neredeyse dakika dakika…
    Ama kötüleri atlayarak…
    Onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksin…
    Gittiğin yerlere gitmek…
    Bu sana hiç iyi gelmeyecek…
    Ama bile bile yapacaksın…
    Biri sana içindeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksın…
    Aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yaşamak için direneceksin…
    Hayatının geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksin….
    Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin…
    Herkesi ona benzetip…
    Kimseyi onun yerine koyamayacaksın…
    Hiçbir şey oyalamayacak seni…
    ilaçlara sığınacaksın…
    Birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu unutturmayan.
    Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren…
    Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek…
    Boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin…
    Uyumak zor, uyanmak kolay olacak…
    Sabahı iple çekeceksin…
    Bazen de "Hiç güneş doğmasa" diyeceksin…
    Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler…
    Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin…
    Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılmak isteyeceksin
    …
    Nafile…
    Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek…
    Rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istediğin…
    Her sıçrayarak uyandığında onun adını söylediğini fark edeceksin…
    Telefonun çalmasını bekleyeceksin…
    Aramayacağını bile bile…
    Her çaldığında yüreğin ağzına gelecek…
    Ağlamaklı konuşacaksın arayanlarla…
    Yüreğin burkulacak…
    Canın yanacak…
    Bir daha sevmemeye yemin edeceksin…
    Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden…
    Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksın…
    Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğin için kendinden nefret
    edeceksin…
    Yaşadığın şehri terk etmek isteyeceksin…
    Onunla hiçbir anının olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek…
    Ama bir umut…
    Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu…
    Bu umut seni gitmekten alıkoyacak…
    Gel gitler içinde yaşayacaksın…
    Buna yaşamak denirse…

    Razı mısın bütün bunlara…?
    Hazır mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye…?
    O halde aşık olabilirsin

    Can DÜNDAR
    2 ...
  4. 3.
  5. güven, bağlılık, heyecan, fedakarlık.
    (bkz: işte bunlar hep seks)
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük