aşkım şarkım

entry1 galeri0
    ?.
  1. yılmaz odabası'nın 1989'da tayad siir yarısmasında ikincilik kazanan şiiri;

    (orada bir aklik;
    akliyorum, akliyorum bitmiyor!
    daglari yoluyorlar görüyor musun? cudi’ler uçurum oluyorlar;
    ölüyor, ölüyorum da bu yasamak bitmiyor...

    yaziyorum : anlatmak,
    anliyorum: anlamak,
    sariyorum: kanamak,
    özlüyorum: aramak,
    büyüyorum: çogalmak,
    çagirmak,
    çagildamak,
    çag olmak
    h i ç b i t m i y o r!)

    *
    ay dogar, gece uçurum gibi gelir
    yanarim...aklima küller gelir
    ey kül
    kalmaksa kalmanin, ama ölmekse ölmenin rahmidir yerim
    ölmekse!

    *

    dediler: onlar da öldüler, kansizdi hançerleri;
    oysa simdi günlerin menzilinde, hançerleri kinindadir
    kirletip atmislar uykuyu/gözleri ve sakallari hala
    gülümsüyormus...
    vur emriyle adlari ajans bültenlerinde
    generaller ödül koymus cesetlerine

    ay dogar, gece uçurum gibi gelir
    doludizgin taylarin yeridir yerim
    orada isgal teni topragin
    susarsam düserim, islatir topragi terim...

    *
    oysa ben feodal törelerimi s(atip) da girdim bu kente
    attilar ömrümü çeklere, senetlere ve dipçiklere
    bakmaktan yorgunum hayatin teninde kirli sivilcelere

    ey daglarim, ey rüzgarim, askim, sarkim beni gel kurtar
    her yagmura savrulan islak kanatli kuslari kurtar!

    *

    ay dogar, gece uçurum gibi gelir
    ben bir hirçin ozanim, sizi burdan kovarim
    kovulursunuz!
    asklarimi açiklasam büyürüm ufka karsi
    açiklasam suçlarinizi
    ölürsünüz!

    (açiklasan ey bütün imanlari, imamlari, hutbeleri, mevlütle-
    ri ve en azgin yaralari bu kentin!
    kirli isiklari, beyaz tokali kizlari, ates konusan militanlari,
    bulvarlari, barlari, “parça gösteren” sinemalari, esnaflari, es-
    raflari, oofff’lari, sevgi tüccarlari, ihanet ihraççilari, yikan-
    mayi unutmus orospulari, sabah çorbacilari, voltadaki ma-
    puslari, muhterem memurlari, gözleri mahmurlari, kan kay-
    beden asklari, futbol mecnunlari, kenarlari, keratalari bu
    kentin...)

    açiklasam!
    vergiye tabi viziteler, sarkik memeler;
    alkol, sperm ve kan kokan geceleri bu kentin...

    *
    biz bu kentlere girince görmüyorsunuz
    gölgeleri, isiklari bilmiyorsunuz
    b(akip) günün ortasinda gözlerinize
    kendinize bizim kadar ölmüyorsunuz

    ey daglarim, ey rüzgarim, askim, sarkim beni gel kurtar!

    *
    ay dogar, gece uçurum gibi gelir
    orada uzun yol söförlerinin uzak yollara saçilmis gözleri
    uzak sevgileri, üsümeleri
    ve bu kentin bir ülkeye acikmis persembeleri
    topraksiziz da topraksiz
    simdi hangi toprak saracak ölüleri?

    *
    ay dogar, gece uçurum gibi gelir
    aklima notalari kursunlanan sarkilar,
    kursunlarda yanik kokan türküler gelir

    ben bu kente girince efkar kokar
    bir sarhos bu kente kusar
    kendi kokmayan kadinlarin etekleri rüzgarlardadir...

    *
    ben bu kente girince kimlik sorar devriyeler
    devrilmeler, delirmeler ve bütün devrimler hesap sorar
    ben bu kente girince tetik düsüremem, ellerim kilitlenir
    dudaklarim mühürlenir, öpemem
    saramam...
    saramam kollarim kilitlenir!

    yine de ay dogar, gece uçurum gibi gelir
    ben bu kente girince herkes kendine kalir umarsiz
    sanki kendi ölümünün sanigi, açliginin nedeni herkes
    ve yanginina taammüden kastedilen su hayat...

    *
    ay dogar, gece uçurum gibi gelir
    susamam...
    susamam aklima ölmek gelir!

    ben bu kente girince yasak öpüsler
    karanfiller, siirler yasak
    tutarim yollara atarim kendimi:
    “-bir tek karanfil, bir dize siir sami,
    karaborsa olsun, n’olursun!
    bir dize siir
    yildizli geceler gibi koksun...”

    yerde tank paletleri çignedi siirimi
    -bu yüzden sirf bu yüzden-

    *
    bu yüzden tanimim yerdedir
    ve en büyük tanrim yerde
    o yerde...
    mitralyözler taradi gençligimi/siz bilmezsiniz
    tank paletleri çignedi siirimi
    sevgimi, düslerimi ve gülüslerimi

    hepsi yerdedir simdi/siz bilmezsiniz...

    *
    ben bu kente girince
    geceler, gelecekler, gençlikler yasak...

    ötede pazarliga oturmus pezevenkler
    orada altinin, dolarin tirmanisi
    acinin, öfkenin, ihanetin tirmanisi
    ve umudun...

    ötede kaypak baharlara yürüyen sevgililer
    ve bir ugultu ummanina akan kalabalik;
    tüketen,
    tükenen kalabalik
    ve kabarik ölümler

    ölümler...

    b u l u n b e n i m n o t a m i
    h a n g i s a r k i d a k a l d i ?

    *
    b u l u n b e n i m n o t a m i !

    hangi gazetelerle örtmüstük o ölüleri?
    daragaci ipi baska ise yaramaz mi?
    kim uydurdu infaz gecelerini?
    özlemin vergi iadesi yok mu?

    *
    yine de ay dogar, gece uçurum gibi gelir
    ben bu kente girince namli namlular uyanir ansizin
    kesilir çocuklarin, iri biçaklarla kesilir ninnileri;
    “de lori lori, kuremin lori...de lo-!”

    sonra yagmurlar düser yollara, yollar düslerim gibi islaktir
    topragin o hakli kokusu ansizin bana yerimi animsatir...

    *
    ki azim aziksizim
    tras da olmamisim
    ve büyük acikmisim...

    sonra ter içinde küfürle geçerim geceleri
    daha isrardir, israr! Yeni çocuklar dogar
    ve hamiledir bu kentin tüm gelinleri...

    *
    ay dogar, gece uçurum gibi gelir
    bu kentler bitecek bir gün bizleri birakarak
    gökyüzü uçaklara, kentyüzü namlulara kalacak
    bu kentler bitecek bir gün bizleri birakarak
    ve herkes ufalacak...

    ya da biz bu kentlere girince
    bize karanfiller, siirler atacaksiniz
    o gün sevinçten aglayacagim, aglayacaksiniz...

    *
    kadinim
    beni kokla
    ve ugurla

    dönmeyebilirim
    kokumu unutma...

    /iste yeni bir ufuk çiziyor ellerim
    siz bogulurken orda dirilmenin rahmidir yerim!/
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük