kendi seçmez. mecbur kalmıştır. aşk var mı yahu gerçekten. her seferinde doğru kişi mi diye karşısındakine en saf duygularla yaklaşıp yanılan insan için yalnız kalmak bir seçim değildir. yalnız bırakılmaktır. en kötüsü de bu sefer de yanıldım hissi.
keşke bu tercih elimizde olsa da doğru anı ve doğru kişiyi bulana kadar aşık olmasak. hatta hiç olmasak belki de, ne biliym.
ama maalesef bu tercih bize ait değil. bir anda olup bitiyor. bu durumda en mantıklısı ise, aşık olduğumuzu yavaş yavaş fark edip zamanla emin olduktan sonra en kısa sürede gidip duygularımızı açmak. bakın en kısa sürede diyorum. uzattıkça içinden çıkılmaz bir hale geliyor ve her geçen gün bize zarar vermeye başlıyor. ama bu zararı aşk sonra erene kadar fark edemiyoruz. o yüzden üzerinden henüz çok zaman geçmeden gidip karşılıklı konuşarak meseleyi sonuca bağlamalıyız.
olacağı varsa olur zaten. olacağı yoksa da 40 gün de beklesen 40 yıl da beklesen olmaz. sadece kendini hırpalayacağın zamanı uzatmış olursun. gerek yok, değmez.
Yaranın ne olduğunu bilen insandır. Parçalanmıştır bir kere sonra bir şekilde toparlanmıştır kar zarar hesabına oturmuş ve işin içinden çıkamamıştır belki de risk almaya değer biri karşısına çıkmamıştır.