...benim geçmiş zaman içinde yan gelip yattığıma bakma,
ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim
bir tek köşen bile ayrılmamışken bana,
var olan ve olacak olan bütün köşelerinin sahibi benim.
ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim
sen kaç köşeli yıldızsın...
s.karakoç(köşe'den)
iranlı şair şirazi der ki; "aşka uçma Kanatların yanar" Mevlanada der ki; "aşka uçmadıktan sonra kanat neye yarar.."
Aşk'ın birebir tanımı değildir ama, aşkın ne anlamlara gelebileceğini hayal ettiren dizedir.
--spoiler--
Nedir bu sancı nedir?
Hasretin yine başladı
Sol yanım seninle birlik
işgal etmişsin yar ömrümü
Ateşin düşmüş canıma
Sen benim içimde
Ben Diyarbakır içinde ağır ağır yanarım
Dönerim bitmez
Geçerim bir mermi gibi candan
Yar senden geçemem
Nasıl da özlemişim sevda çeker canım
--spoiler--
--spoiler--
iki bıçak seç kendine
Biri yaralamak için
Biri öldürmek
Pusu kur gözlerinin karanlık gölgesine
Biri sevmek için
Biri ihanet
iki yürek seç kendine
Biri yaşamak için
Biri gizlenmek
Bir korkak, bir kaçak, bir firar
Kaç kişisin sen sevdiğim çocuk
içimdeki bıçak bir kere daha dönüyor
Olduğu yerde
Kalırsan sel basar yapraklarımı
Gidersen uçurum çiçekleri açar kalbimde
Kimi zamanlar olur sevgilim
iki bıçak bile yetmez bir tek ölüme
--spoiler--
aşk başlamadan güzel ,
kalplerde heyecan
bakışlarda korku olduğu zaman güzel...
birbirimize sezdirmemek için çırpınış,
başkaları görmesin diye çabalayış,
gözlerim gözlerinin mavisine değdigi zaman...
aşk başlamadan güzel.... *
Eyvah ki; aşksız gönül dinden sayılmaz!
Yanmazsa aşkla o, gönülden sayılmaz!
Sevmeden geçirdiğin bir günün varsa;
O gün boşa geçmiştir, günden sayılmaz!
...
Kış başlıyor sevgilim
Hoşnutsuzluğumun kışı başlıyor
Bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan
Oysa yapacak ne çok şey vardı
Ve ne kadar az zaman
Kış başlıyor sevgilim
iyi bak kendine
Gözlerindeki usul şefkati
Teslim etme kimseye, hiçbir şeye
Upuzun bir kış başlıyor sevgilim
Ayrılığımızın kışı başlıyor
Giriyoruz kara ve soğuk bir mevsime.
...
içinden doğru sevdim seni
Bakışlarından doğru sevdim de
Ağzındaki ıslaklığın buğusundan
Sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de
Beni sevdiğin gibi sevdim seni
Kar bırakılmış karanlığından.
Yerleştir bu sevdayı her yerine
Yüzünde ter olan su damlacıklarının
Kaynağına yerleştir
Her zaman saklamadığın, acısızlığın son durağına
Gül taşıyan cocuğuna yerleştir
Ve omuzlarına daracık omuzlarına
Üşümüş gibisin de sanki azıcık öne taşırdığın
Tam oraya işte, uçsuz bucaksız bir düzlükten
Bir papatya tarlasıyla ayrılmış göğüslerine yerleştir
Ve esmerliğine bir de, eski bir yangının izlerinin renginde
Saçlarının yana düşüşüne, onları bölen ikiliğe
Alnından başlayan ve ayak bileklerinde duran
Yani senin olmayan, seni bir boşluk gibi saran hüzne Yerleştir onu bir kentin parça parça aklında tuttuğun
Kar taneleri gibi uçuşan
Ve her gün biraz daha hafifleyen semtlerine
Yerleştir bu sevdayı her yerine.
Ekledim ben tattığım her şeyi denizlere
Bildiğim ne varsa onlar da hep denizlerden
Sen de bir deniz gibi yerleştir onu istersen
Sevdayı
Ve köpüklendir
Ve yaşlandır ki işte kederi anlamasın
Ama dur, her deniz yaşlıdır zaten
Öğrenmez ama öğretir mutluluğu
Bizim sevdamız da öyledir, iyi şiirler gibi
Biraz da herkes içindir. Ve gelinciğin ikinci tadına benzemeli
Var eden kendini birincisinden
Yani bir sevdayı sevgiye dönüştüren.
Ben şimdi bir yabancı gibi gülümseyen
Tanımadığın bir ülke gibi
içinde yaşamadığın bir zaman gibi
Tam kendisi gibi mutluluğun
Beni bekliyorsun
Ve onu bekliyorsun beni beklerken.
Durup dururken içimde bir şeyler kopup tıkıyor boğazımı,
Durup dururken sıçrayıp kalkıyorum yarıda bırakıp yazımı,
Durup dururken rüya görüyorum bir otelde, holde, ayakta,
Durup dururken çarpıyor alnıma kaldırımdaki ağaç,
Durup dururken bir kurt oluyor aya karşı bahtsız, öfkeli, aç,
Durup dururken yıldızlar inip sallanıyor bir bahçede, salıncakta,
Durup dururken mezardaki halim geçiyor aklımdan,
Durup dururken kafamda güneşli bir duman,
Durup dururken hiç bitmeyecekmiş gibi bağlanıyorum başladıgım güne,
VE HER SEFERiNDE "SEN" ÇıKıYORSUN SUYUN YüZüNE... nazım hikmet ran