en güzel aşkı bulacaksın
bir akşamüstü onunla karşılaşınca
aşkı bulacaksın
onunla göz göze gelip yüzün kızarınca
bir anda kalbin tutuşacak
elin ayağın dolaşacak
en güzel aşkı bulacaksın
güneş batarken onunla karşılaşınca
aşkı bulacaksın
bir şeyler söylemek için dilin tutulunca
her taraf aydınlık olacak
ve o gözlerin kamaşacak
bu ne biçim iştir diye bana sorma
her ne halin varsa kendin gör
bu ne biçim aşktır, sızlanıp yakınma
dünyada senden mutlusu yok
bak haberin olsun, aklını kaçırma
en güzel şey bu hayatında
ve sakın unutma, kulak ver dostuna
dünyada senden mutlusu yok
en güzel aşkı bulacaksın
bir akşamüstü onunla karşılaşınca
aşkı bulacaksın
onunla göz göze gelip yüzün kızarınca
bir anda kalbin tutuşacak
elin ayağın dolaşacak
en güzel aşkı bulacaksın
güneş batarken onunla karşılaşınca
aşkı bulacaksın...
"en güzel aşkı bulacaksın
bir akşamüstü onunla karşılaşınca
aşkı bulacaksın
onunla göz göze gelip yüzün kızarınca
bir anda kalbin tutuşacak
elin ayağın dolaşacak."
en güzel aşkı bulacaksın
bir akşamüstü onunla karşılaşınca
aşkı bulacaksın
onunla göz göze gelip yüzün kızarınca
bir anda kalbin tutuşacak
elin ayağın dolaşacak
en güzel aşkı bulacaksın
güneş batarken onunla karşılaşınca
aşkı bulacaksın
bir şeyler söylemek için dilin tutulunca
her taraf aydınlık olacak
ve o gözlerin kamaşacak
bu ne biçim iştir diye bana sorma
her ne halin varsa kendin gör
bu ne biçim aşktır, sızlanıp yakınma
dünyada senden mutlusu yok
bak haberin olsun, aklını kaçırma
en güzel şey bu hayatında
ve sakın unutma, kulak ver dostuna
dünyada senden mutlusu yok
en güzel aşkı bulacaksın
bir akşamüstü onunla karşılaşınca
aşkı bulacaksın
onunla göz göze gelip yüzün kızarınca
bir anda kalbin tutuşacak
elin ayağın dolaşacak
en güzel aşkı bulacaksın
güneş batarken onunla karşılaşınca
aşkı bulacaksın...
kızıl bir akşamüstüne doğru, güneşten solmuş yazlıklarına aldırmaksızın, tüm vücudunda esen bir rüzgarla sahile inceksin. elinde bir kitap.. kulağında;
"en güzel aşkı bulacaksın.
bir akşamüstü onunla karşılaşınca.."
olacak. tek başınasın sanacaksın kendini. rüzgardan ayaklarına keskince çarpan kum taneleri uyaracak. ani olacak.. ve gözlerini ondan alamadığın sırada, vücudunda hissettiğin esinti ateşine derman olamayacak. konuşamayacaksın. seveceksin. sadece.. aşkı bulacaksın. sevileceksin belki. sayfalarını çevirmekte zorlandığın kitapta bi iki satır gözüne çarpacak, zamanında edip cansever in ağzından dökülmüş olan,
"gelecekten utanarak dönen sevinçliğim.
ya sizler..
ey sırasını beklemeden gelen akşamüstleri.."