birden simsek cakar ve yildirim duser etraf aydinlanir ama yildirimin ustune dusmesine ask deniyor. karanlıkta bir anlık parlama icin kisi kömür oluyor. iste öyle bir seydir bir görüste asik olmak.
geceydi..
karanlık ölüm kadar katıydı..
sokağın başıydı..
sonbaharın sonu..
ıslaktı saçların..
ve çıplaktı ayakların..
bir gecelik vardı üstünde...
bileklerin incecikti..
bakışlarınsa ürkek..
evden kaçmıştın..
gözyaşların kurumuş..
korkuya dönüşmüştü..
bocalıyor, çırpınıyordun..
yürümüyor, titriyordun..
yağmur acımadı sana da minik ayaklarına da..
belki de hasretti ayakların o ılık yağmura..
o sevecen okşayışa..
.............................................
balkondaydım..
intihar saatindeydim..
ve saatim bir ömür geri kalmıştı..
pili bitmişti hayallerimin........
ve şarj edilemiyordu düşler artık...
radyodan titrek bir ses...
"benzemez kimse size"
benzemiyordun gerçekten kimseye..
ve üşümemmiştim hiçbir gece sen kadar...
ama yine de sen kadar...
kaçacak cesaretimde olmamıştı..
yaşadığım karanlıktan..
.................................
usturamın pusulası şaşmıştı..
şaşıp önceğizine düşmüştü..
sizin galiba derken bir meleğin sesiyle..
bilemezdin bana bir hayat bağışladığını..
ve bilemezdim...
gecelikli bir kadına aşık olacağımı...
okyanus dalgalarıyla dans eden adamları kıskanmaktan farkı yoktur aşka aşık adamlara hayranlık duymanın.. ama sonuçta bir farklılık yatar.. okyanus dalgalarıyla dans eden adamlara aşık olunur.. onlar başka bir dalganın üstüne binip sizi terkettiklerinde anlarsınız ancak işin aslını..aşka aşık adamlara ise acınır sadece..vah vah zavallı çok duygulu biri denir.. her türlü duygusu, iltifat becerisi, incelikleri sömürülür..ve terkedilir..ancak okyanus dalgalarıyla sevişen o adamdan deniz kestanesini yediğinde hatırlarlar aşka aşık adamı..güzel sözleriyle teselli versin diye hemen engellenmiş msn' i açılır ve naber canım özledim seni nidalarıyla höykürülür.. küçük bir detay unutulmuştur ama , aşka aşık o adamlar; aşkla palavrayı ayrdedecek kadar kalplerini derilerine yakın taşırlar.
aşk öyle kuş bakışı farkedilmez önce bunu anlamalı, resmin bütününde vardır aşk,sen görmek istediğin gibi görürsün, herşeyi içinde barındırır hayat gibi tek farkı belki de onu bu kelimeye hapseden tek şey abartıdır,abartırsın ,olamam dersin ,yaşayamam, sonra anlarsın bu kadar beylik konuşmamak gerektiğini,kendi kendine öğrenirsin,kimsede - aaa yaran kanıyo dur saralım demez- zaten beklemezsindir de alışırsın iyi pansuman yapmaya zamanla ustalaşırsın yine de güzeldir...
aşk meşk dedikleri nedir ki aslında her iki tarafında istediği güvenli bir omuzdur ,güvenli bir omuzdur çünkü hayat kendi çapında zaten kaypaktır,siz zaten varolmak için geldiğiniz günden beri iyi kötü bir arbedenin içindesinizdir o yüzden kasmaya gerek yok,ne yaşarsan yaşa kasmadan yaşa aşk tek tarafa düşse bile işte o zaman ben yaşadım dersin yaşanmışlık olur
--spoiler--
Eğer, hayatınızın herhangi bir an'ına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yalnızca iki şeyden birini seçmek isterdim. Biri, o çocukluğun bahçesindeki ağacın dalına asılı salıncakta sallanırken... Öteki, bütün hayatım boyunca en çok sevdiğim adamla öpüştüğüm ilk gün... Herkes aşık olmanın ortak dilini bulup yazmaya çalışıyordu.
Ama aslında bu kadar basitti işte: Birini öptüğünde salıncakta sallanır gibi hissediyorsan aşıksın."
--spoiler--
erkeklerin beceremediğidir, bu yüzdendir kadınların kendilerini daha az sevdiklerini ya da aşkı hiç tatmadıklarını söylemeleri... erkek alenidir, kadınsa gizli, daha özel; biraz da budur kadınları erkeklere çeken.
kadın ki görmek için göze dahi ihtiyaç duymayan adamdan yayılan aşkı, hissetmek ki o kadar basit. tam da bu yüzden o kadar zor göstermek. öpüşme, sarılma, yiyişmede değil görmek; asıl önemlisi o bakan ama görmeyen gözlerin içlerine işleyebilmek hem kalbin haletiruhiyesini hissettirebilmek...
adamın suçu değil belki aşkı seçememek; kadınınsa kimi zaman hiç istemediğidir böylesine fark edebilmek...
" zarlarımı bir kez de senin için atıyorum. " demek zorunda mıyız hep. neden her şey bu kadar basitken karmaşık olmak durumundadır anlamak mümkün değil. ya da aşkın gözü neden hep kör olmak zorunda. neden gönül kimi severse güzel olan odur durumu sonsuza dek devam etmez tüm çabalara rağmen? ve hep bir terkedilmişlik yaşanmak zorundadır çoğu kez. ya da uzatmalar oynanır durur, durur, durur...
(bkz: ilk görüşte aşk)işte şin özü bence sadece bu .. ilk görüşte aşk aşkı güzünden anlamak gibi bişey (bkz: yeni nesil yazarın 40 karakter sınırlaması yüzünden saçmalaması)