aşık olmuş gibi yapanlar da var, aşık olduğunu sananlar da var. yaşadıkları üzerinden yorum yapıyor herkes ama en çok da aşık olmam ki ben ya da aşka inanmıyorum diyenlere üzülüyorum. hem o duyguyu hiç yaşamadıkları için* hem de aşık olduklarında söylediklerine çok pişman olacakları için.
bir çakmağın
ilk kıvılcımıydık
ya sonrası
yandı,biz yandık
beraber içilen
sigara gibiydik
her savaşımızda
biraz daha
küllerini savurduk
yandı yandık,
artık savrulacak
kül bile değildik
gün geldi
her sönen yangın gibi
bizde bittik.~ *
aşkı tatmadan yorum yapmak çok kolaydır. karşındaki aşkını anlamamışsa çektiğin acıyı ancak aşık olan bilir yada aşık olununca karşılıklı neler yapabileceğini. ama bunu bilmeyen birinin bol keseden atması kolaydır.evlenmeden evlilik hakkında yorum yapmak gibi bir şey işte.
patlıcan yemeden sevmiyorum demektir. barbunyanın tadını bilmeden görüntüsünü beğenmemektir. oysa gofret öyle mi? hangi çocuk gofret sevmez? her neyse.
aşkı bilmeden, bunu yaşayan birine anlatıyorsan komik duruma düşersin. cümlelerindeki çömezlik ve aslında yaşamış gibi davranmanın arkasındaki yalancılık kendini eninde sonunda ele verir. sonra arkandan böyle entryler açılır.