aşktan vazgeçmiş adamlar

entry13 galeri0
    0.
  1. sütten ağzı yanmış babayiğitlerdir. hepsinin de sözü aynıdır; aşk bizim ne haddimize. sıradaki parçayı bu er oğlu erleri aşktan bezdirmiş tofita kızına armağan ediyorum.

    1 ...
  2. 1.
  3. içinde bulunduğum güruhtur. aşk bizi bozuyorsa uzak duracağız demektir. uzak dursun...
    0 ...
  4. 2.
  5. " sabah olsun ben giderim, sen kal rüyamda " cılardır. söleyemez ama hisseder.
    0 ...
  6. 3.
  7. kadınların sol göğsüne dokunmayan adamlar.

    ne çok giden adam var şu zamanlarda...

    gelmeden gidiyorlar üstelik, arakalarında kuytu köşeye çökmüş, ağlayan kız çocukları bıraktıklarını görüyorum bu adamların, yalanlardan sıktığı mermileri, yüreğiyle havada toplayan, yüreği delik kızlar...

    ne tuhaf, yüreğini görmeden, başka delikler açmak isteyen erkekler dolanıyor ortalarda.

    keşke bu kadar acı başlangıçlar yaşamasa yeni nesil.

    ne şanslı nesilmişiz biz, o kadar çok severek ayrılma hikayeleri dinledik ki, severek ayrıldık bir çok kez
    ve hala severiz onları, özleriz de.

    şimdi becererek ayrılıyor erkekler, sanki bir şeylerin intikamını almaya çalışıyorlar ama neyin? bilemiyorum, henüz buna cevap bulamadım.
    bence bunu onlara soralım.

    ne zamandır duygularınızı, cinselliğe değişir oldunuz?

    o yarım ruhunuzu ne ile besliyorsunuz? odanıza kapanarak, etek altı tıraşı gibi asli görev ifasına benzetilerek yaptığınız osbirlerle mi, yoksa bir başkasının dokunuşlarını, birbirine temaslarını seyrederken hissettiğiniz tamahkar bakışlarınızla mı?
    ya da, duygusuz, anlık, hiçlik kadar hiçlik, gecelik ilişkilerinizle mi?

    ne zaman sevmekten, sevilmekten başka bir yöne kaydı duygularınız?

    eskiden erkek severdi, çok severdi, dokunmaya kıyamazdı. sevdiceği ile yaşadığı her şey çok özeldi uluorta konuşmazdı, bırak konuşmayı, olası gelebilecek bir lafa karşı, hemcinslerine yırtıcı bir aslan gibi bakar, göz bebeklerine o kızın resmini yerleştirir 'bakın bu kız benim, herkes bunu böyle bilsin' mesajları verirdi.

    eskiden okul çıkışlarında, erkekler sevdiceği için kavga eder, ağzı, burnu dağılır, kanayan yaralarının üstüne, merhem niyetine aşkını sürerdi.

    hanginiz, bir kızın, sizin nefesinizle bendinin yıkılmasına,
    aynaya bakarken gördüğünün siz oluşuna, kendinden geçip size karışmasına,
    sizde tükenmesine,
    her yeni güne sizinle başlamak için ölmemeye ant içip yeniden doğuşuna,
    her tartışma sonrasında, ağlamaktan, tuzlu gözyaşından yanan avurdununa,
    sabahlara kadar kendini çilehaneye kapatır gibi, aklını sizinle sorgulamasına,
    ayrılık sonrasında, naaşınızı avlusundan günlerce kaldırmayıp, aylarca sizin için kavurduğu helvanıza, yas tutuşuna,
    hayran olmadınız? hanginiz, bir kızın yumuşacık elleriyle kalbinize dokunuşunu özlemediniz?

    siz aşktan ne zaman vazgeçtiniz?
    3 ...
  8. 4.
  9. aşktan vazgeçmiş kadınlar bulup, mantıklarıyla yaşamalıdır. Onların aşktan vazgeçtiğini bilmeyen, zavallı kadınlara olan olmasın. Bir an evvel başları bağlansın.
    0 ...
  10. 5.
  11. kendilerini olgun zanneden adamlardır. cinsellik arıyorlar.
    3 ...
  12. 6.
  13. "aşktan vazgeçilir mi be adam?" tepkisini göstereceğim adamlardır.
    1 ...
  14. 7.
  15. akıllı ya da akıllanmış adamlardır ve aşk onları bu kez sırf bu yüzden bulacaktır.
    0 ...
  16. 8.
  17. birilerince kalbi kırılmış olan ve bundan sonra hayatına dahil olan herkesin kalbini ister istemez kıran adamlardır.
    0 ...
  18. 9.
  19. bizde anamızın kuzusuyduk..
    belki şimdi gözümüz nemli,
    önümüzde belki bi iki kadeh
    sigara tablalarına söndürüyoruz nefesimize çektiğimiz acıyı.
    umutlarımızı küllere boğuyoruz.
    naralar atıyoruz belki acıdan ama...
    normal konuşsak ağzımızdan kelime çıkmaz,
    gözümüzden akacakların yüzünden.
    yattığımız yatak hücre olur her gece
    anamızın karnında nası yattıysak 9 ay
    öyle yatarız sabaha kadar
    içimizde bi umut vardır hep bi iki damla
    dokunsalar fenalardayız biliriz
    çıkmayız çok fazla dışarı
    ailemizin karşısına bile
    her nefes
    her adım
    her soru
    boğazımızda düğümlenir
    ağlarsam... üzülürler dersin
    kaçmak böyle başlar hayattan
    kaçamaklar...
    en yakın sahile atarsın kendini
    o denizin hırçınlığına rağmen nasıl delirmediğini görmek için
    kıyıya vurur her seferinde
    her an
    ama haddini bilir hep
    her an bi militan bombalar gönlümüzü
    nedense hep masumlar ölür
    biz yine başımızı önümüze eğmesini biliriz
    şimdi bakıyorum kendime
    gömmeye kalksam içimdeki cesetleri
    içime sığmaz

    kalbimizin bi tarafı Gazzedir hep
    nice bebekler ölürde
    üzerimize gelen tanklara taş atmaya devam ederiz
    idam mangasının önüne çıkacağımızı bile bile gideriz
    kirpiğinin her bi teli bi havan topu olur
    düşer topraklarımıza
    biz kazansak bile
    geç kazanırız
    kazandığı muharebeyi söz verdiği zamanda tamamlayamayan
    tamamlayamayınca kazanmasına rağmen intihar eden adamların torunlarıyız
    bizim savaşımız cephede değil belki ama
    belki vatan elden gitmeyecek ama
    ruhumuzu teslim edeceğiz
    düşecek tüm bayraklar
    içimizden gazi bile çıkartamayacağız
    belki hiç fiyakalı bitmeyecek bu sevdalar ama
    sevmeye de umut etmeye devam edecek bi tarafımız
    her ölenin yerine
    daha fazlası gelecek
    belki hastalıklı halidir bu sevdanın
    belki biz birer psikopat olarak anılacağız ama
    ben ve benim gibiler
    aşktan da öylece vazgeçmeyeceğiz
    siz düşman ordularına inat
    belki siz istemesenizde
    hayatınızın belki kavşaklarından birinde görünüp kaybolduysak dahi
    çarpıp kaçtıysanız ya da farketmediyseniz bile
    biz yığıldımız yerde aşkı seveceğiz.
    4 ...
  20. 10.
  21. büyük ihtimalle ağzına sıçılmıştır. bu yüzden vazgeçmiş olabilir.
    0 ...
  22. 11.
  23. sen hiç bok yedin mi kardeşim?
    yedim.
    peki yeniden yer misin kardeşim?
    yemem.
    1 ...
  24. 12.
  25. Aşktan vaz geçmedim ama pekte umudum kalmadı artık.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük