sessizliğin koynuna bırakmak kendini..
tüm varlığınla yokluğa akmak gibi.
sakin ve sözsüz bir müzik parçasının her notası gibi.
herkesin duygularında ve hiç kimsenin bedeninde
anlık düşünceler gibi
yer etmeye niyetim yok bu defa
kalıcı değilim asla
gitmek için giriyorum her akla
fazla kalmadan çekip gitmek var bir süre sonra
sessizlik yine
tertemiz günahsız ve her şeyden uzak
yokluk yine, varlığının aksini ispatlamak istercesine
her şey ama hiçbir şey
tükenmek mi bu sitem mi bilemiyorum
kaçışım ötekilerden değil kendimden gidiyorum
bedenimi terkedemesem de ruhumu siliyorum
sus ne olur
kal deme bir kez daha
bu sana ilk kanışım değil
çok kez uydum ben sana
her seferinde kaybettiklerimi geri almaya
yaklaştığımı sanıp daha da batmaya
çağırma beni artık, niyetsizim bu defa
duyuyor musun notaları
her dokunuş ayrı bir veda
ben gidiyorum bir kez daha
tek bir farkı var bu sefer
dönüş yok o zamanlara
ellerinin arasından kayıp gidişimi hisset
tertemiz su katreleri gibi
sen kirlettin ellerinle
ellerini yıkamak değil
suyu kirletmektin sen
kalbini yumuşatmak değil
sevmek için gelmiştim ben
ve geldiğim gibi gidiyorum senden
bakma sakın ardımdan çağırma beni
her şeyden daha yalanken benim tek doğrum gözlerin
masum kılmıyor bu kez seni
biliyorum incitiyor sözlerin
çok mu şaşırdın?
hadi inkar et benim değil senin de
kuran benken ruhunu taşıyan sensin o kelimelerin
işte bu yüzden o sözler senin
benim dilimden dökülen senin eserin
övün şimdi eserinle ben sessizce giderim.
özellikle ilk aşk (hele bir de uzunsa) sonrasında kişilerin perişan oluşu ile defalarca sarfettiği cümledir. Iddialara göre bir süre sonra unutulacak ve yeni aşklar bulunacaktır. Şahsen bu iddiayı çürütmek için 7.ayı doldurmuş bulunmaktayım.
kendimde değilim..
duvarları yumrukluyorum.
saat sabah altı olmak üzere
ve hâla uyumadım.
aşk kaybından ölüyorum. lütfen beni kurtarın.
yanıyor dilim.
aşktan ağzım yandı,
artık her dudağı üfleyerek öpeceğim.
söz veriyorum hemşire hanım.