aşkı aklınla yaşamaktır, böylece kalbin kırılmaz. düşünsene karşındaki adam sürekli yalan söylüyor, onun yalanlarını ve abartılı abartılı atarak oynadığı saçma oyunlarını görmezden gelirsen başına herşey gelir.
dakikalardır arıyorum hep meşgul hep meşgul. bi kapatsın sorarım ben ona, kiminle konuşuyordun bu kadar saat diye. . . zaten beklemek çok sinir bozucu tüm hıncımı alacam. meşe odunu kıracam sırtında.
gülü poşete sarıp koklamak gibidir. zira elde kalan genelde diken olur. o ayrı tabi.
mantık kriterleri öylesine küçüktür ki incecik bir elekten dans ede ede geçebilir. halbuki aşk denen zımbırtı ise o kadar büyüktür ki eleğe oturur hatta elekle birlikte çöker kabın dibine.
mantıkla yola çıkmak, küçücük çocuğa 12 metrekare odasında uslu uslu oturmasını emretmekle eşdeğer sayılabilir.
aşkı -yasak- mühürüyle damgalamak en kestirmedir. işte bu şekilde duygu kılcallarına maneviyat emici rasyonel kapsüller sıkıştırmaktır ve meşrutiyet yönetiminde son sözü padişahın söylemesi gibi; hislerinize '' hayır, onaylamıyorum'' demektir, mantık
ayrıca, sevdiğin kişiyi sevme diyen mantık, ne derece mantıklı bir yaklaşım olur paradoksunu açmıyorum bile.
hani siz gecenin bir vakti özel bir insanla telefonda kısık sesle konuşurken, sizin hiç farketmediğiniz bir şekilde tüm sözlerinizi nefes dahi almadan kapı arasından dinleyen yan komşunun eniştesidir; mantık
yani mantık başvurulması gereken bir şey. ama sıralamada üstlerdeyse orada bir torpil var. bu torpil seveceği kişileri seçme yetisine sahip bireyler için işler. bu torpili de baba evladına yapmaz! işin içinden çıkılmazdır, mantık
mantığına aşık olabilirsin. şayet manik depresif psikoz hastalığın varsa, yani mümkün. ama aşka mantık olamazsın. olmayan bir şeyi arayamazsın. arayamadığını bulamazsın. bulamadığın şeyi aradığındır; mantık
mantıkla mutlu olanlar cephe almasın bana. şayet çok sevdiğinden ki karşılıklı olanından bahsediyorum, vazgeçtiysen ve sonunda mutluluğu yakaladıysan... helal olsun deyim...
ha unutmadan, sevgin azalmışsa yahut azalma eğilimindeyse o başka.
benim dediklerim sevginin ta nirvanasındaykenki bir durum için geçerli.
aşkta mantık aramaya başladığınız vakit zaten aşkın sizden gittiği ve sizin farkını daha varmadığınız gerçeğidir. eğer aşkta mantık olsaydı bunun adına aşk denmezdi.
duyguda mantık aramak temmuzda kar aramaktır. insanoğlu duygusal mantığı sağlayabilirse var olduğu günden beri en büyük başarısını gerçekleştirmiş olacaktır.