aşk birine koşmaktır, takıntı kendinden kaçmak ona sığınmak.
aşk hislerin dışa vurumudur, takıntı dışavurulan hisleri zorla hapse atmaktır.
aşk serbest bırakıp dönmesini beklemektir, takıntı parmaklıklar ardında tutmak.
aşk sevgidir, takıntı tutku.
aşk takıntıya döneşebilir, takıntı aşka dönüşemez.
aşk nefrete dönüşebilir, takıntı nefrete dönüşemez.
aşık olduğu kişiden artık nefret eden niceleri vardır, takıntılı olduğu kişiden uzaklaşabilen kimseler yoktur nicedir.
aşk renklerdir, takıntı siyah.gölgedir.gölgesi olmaktır.
size bir hikaye anlatayım; vakti zamanında bir çocuğa aşık bir kız varmış,
çocuk da ona aşıkmış.
çoçuğun aşkı takıntıya dönmüş.
dönmüş dönmesine de, bu sırada kızın aşkı nefrete evrilmiş.
kız çocuktan kaçıp kurtulmuş.uzun yıllar ondan kaçmış.
yüzünü , sesini, dokunuşunu her şeyini unutmuş.
başka bir çocuğa aşık olmuş.
takıntılı çocuğu sorarsanız sormayın.
içindeki umudu öldürmeden azad edilemez, yıllarca bu şekilde aramış durmuş kızı sonsuza kadar.