aşk yerine göre aptallaştıran zekileştiren olgunlaştıran durgunlaştıran çocuksulaştıran neşelendiren vs vs. bir çok hale girip çıkma nedeni olan bir olgudur. onu kaybetmek bir nevi kendini kaybetmektir. Kaybedileni aramaya gerek yoktur kalp yerini asla değiştirmez.
karsidakine cok deger verilmis, zamanla verilen degerin hakedilmedigi gorulmusse sonrasinda yasanan duygudur.o, verilen degerin farkinda bile varamayip bicok sey yapmistir cunku ve bu ona soylendiginde ' degisen ben degilim, sensin. ' gibi bi tepkiye rastlanmistir.
zaten olan bitenin ve karsisindakinin farkinda olmayan bu kisiye baktikca pismanlik duymakta cabasidir.
aşk'tan bir şeyin eksilmediğini bile bile..
tepine tepine haykırsam da "yoksun sen yoksun aslında!" aşk nanik yapar bana,
ağlayıp inselem de "bak son bir şans sana inanmam için, hadi.." aşk güler geçer bana,
yerinden bir milim oynamaz, dilencilikten haz duymaz, lafla yürümeyen peynir gemisinin miçosu iyi tanır onu.
aşk'ta inanç neyse inançsızlık da o'dur. eğer aşk bir kurtarıcı, sarıp sarmalayıcı, yardımcı ise bu ancak o'na inanlar içindir. yoksa inançsızları daha da inançsız hale getirir. aşk'a gevşek bağlarla bağlıysa insan, aşk'ın onu kendisine bağlama gayretini göstermesini beklemek aptallık. kısacası aşk, nerede kendisine tam hakkı verilmezse orada tehlikeli.
gelmese de inanmak gerekir.
"umarım bir gün
tüm zerafetiyle sarar seni de
aşk...
beklemediğin bir anda...
tam da ihtiyacın olduğunda...
kalbinin kanatları açılır
ve
uçarsın senin için yaratılmış ruha!" *
sevmeyi sevilmeyi kaybetmektir. nefes almamak, yaşamdan birşey beklememek, anlamsızlıklar içinde kaybolmaktır. dahası acıtır insanı sevgisiz yaşam yapamaz mutsuzlukla savaşamazsınız artık...
yine de en iyisi sevmek her şeye rağmen...
insanoğlunun başına gelecek en kötü şeydir.aşksız bir dünya olması mümkün değildir.sadece ruhen değil, madden de yok olur her şey.aşkı bulmak zordur.belki de aramak saçma...o gelip seni bulacaktır.belki de herkes bu kadar şanslı olmayabilir.ama karşıdakine değmese bile, güzeldir aşk...sevilmek için başlamaz aşk..
eğer tekrar tekrar göz göre göre aynı hataları yapıyor ve aynı şekilde hayal kırıklıığına uğratılıyorsanız, önce kendinize sonra aşka olna inancınzı kaybersiniz. karşınıza çıkacak kişinin ne kadar harika ne kadar mükemmel olduğu maalesef konudan bağımsızdır. zira siz aynı kaldıkça ilişkilere dair sorunların değişmesi mümkün değildir.
aşka olan inancı kaybetmek tam olarak mümkün müdür bilmiyorum ama insana o büyük heyecanı yaşatan sadece tek aşk var galiba, sonrakiler onun artçıları hep.. bir başkasına daha çok güvenebilir, bir başkasını daha çok sevebilir, bir başkasına ömür verebilirsiniz ama bir başkasına o ilk zamanki gibi aşık olamazsınız galiba.. ve herkesin hayatında mutlaka 'o' kişi vardır, diğerlerinden daha çok yaralayan, daha çok üzen ve kendıne daha çok aşık eden.. genelde geçer, hayatınızdan geçer ama sancısı kalır içerde bi yerlerde, ondan sonra kalbinize giren herkese en üst kattan el sallar hep, ben buradaydım ve hep burada kalacağım diye.. geçmiş olsundur.
zira insan insana aşık olmalıdır ki allah a aşık olabilsin. o yüzde çok büyük bir kayıptır aşık olamamak. dünyanın bütün hazineleri bir aşka bedel değildir. aşk derken günümüzdeki magazinsel aşklardan bahsetmiyorum tabi.
geç de olsa gerçeği fark edebilmektir. erkek olarak düşüneyim, bir kızı ele alalım. ona duyulan hissin aşk olduğunu bile anlayamaz insan çoğu zaman. aşığım diyebiliyorsa; takıntıdır onunki. aşk diye birşey yoktur, var olan, tanrı'nın verdiği tek şey zekadır. hani soruyorlar ya niye yaratmış bizi diye. bence "vereyim zekayı ben bunlara, ne yapacaklar acaba ehoeaha" demiştir. hepsi bizim ürünümüz, bizim yanılgımız, bizim aptallığımız. gerçekten sevdiğini düşünüyorsan, bekle biraz. düşün. seni mutlu ediyor mu? ediyor diyeceksin, ama bu yetmez. seni sıkıyorsa, ruhunu daraltıyorsa bitmiştir o iş hafız, beynin duruluyor yavaş yavaş; vazgeçeceksin işte. hocam hocam, 70 yıl süren evliliklere ne diyorsunuz diyeceksin. psikolojik şartlanmadır o da. kişinin yaradılışında sevmek de yoktur işte. hepsi bu zeka yüzünden. yalnız olmuyor, dalayım birine der. aslında onu istediğine göre, var lan galiba sevmek. her neyse. biz 70 sene birlikte yaşayacağız, çok mutlu olacağız, vesaire. ben de söyledim bunları. beyni herşeye kapatmakla, şartlanmakla 70 yıl evli kalınıp mutlu da olunabilir.
lafı dolandırmaya gerek yok. çok kuvvetli bir şartlanmadır aşk; başka hiçbir şey değil. sevemezsin. ya taparsın, ya da umrunda olmaz; ortası yok bunun.
karşılıklı olduğunu düşünürken herşeyin koca bir yalandan ibaret olduğunun anlaşılması sonrasında beliren his, çivi çiviyi söker deseniz bu sefer karşılıklı olmaz çünkü artık önyargılı biri olup çıkmışsınızdır.