aşka inanmak demek aşkın sonsuz olduğuna inanmak demek ise inanmıyorum aşka, aşka inanmak demek aşkın varlığına inanmaksa sonuna kadar inancım var aşka.
aşka inanmak demek aşkın varlığını kabul edip, acı çekmeyi göze almak demektir.
bazen şöyle bir sitem; "Sen bana ne yaptığının farkında mısın sevgili? Elimdeki son değerli şey alıp gittin. Şimdi neye tutunacağım? Bir tek inancım kalmıştı, onu da sana verdim." Basit bir ayrılık olmadığını hissettiğinde, ve bir zaman sonra sızısı geçecek kalp ağrılarından... Bir ömrün tam da ortasına dökülen, koyu, siyah bir zift... insan her duruma alışabilir. Yokluğu, yoksunluğu kanıksar, alışkanlıklarını değiştirebilir de, elinde duran son değerli duygusunu kaybettiğinde inancını sonsuz yitirir bazen...
sevgide nitelikli kılan, farklı olduğuna inanmak, inanmanın ötesinde, karşıdakinin gönülden inandığını düşünmek... Yoksa dileğince ahkam kes, anlat anlatabildiğin kadar, kendine karşı duruyorsa yaptıkları, çelişki yumağından başka ne görür? altına imza atılan söylemlerin zamanla bencilleşmesi, kişilerin kendilerine dönmeleri sonucunda kendinden başkasına bakmadan yürünülen yol... kırıp parçalanılan duygular, Bundan sonra ne olacak? tüm güveni yitirdiğinde, üstelik eleştirilen o insanlardan bir ayrıcalığı kalmadıysa, kime ve neye güvenecektir insan?
bıçak kesiğine benzer acının sebebi, basit bir sevda ayrılığından değil elbette, Hayal kırıklığı düpedüz... ve yaşanılanlara değil asılnda Tutunulan, yaslanılan değerlere zarar verildiği duygusudur. Şimdi neresinden yakalanır aşk? Kızgınlık, öfke duyguları haricinde tam da tersi yine bir şey öğrenilir yaşanılanlardan, buruk bir tebessüm bile sil, baştan başlamak... iyisi, kötüsü ne kalmışsa paylaşılanlardan cepte, hepsi önemlidir. Mutlaka cümleler olmuştur öğrenilen; bir kitap, belki bir yazar, hatta yeni bir yol eklenmiştir yürünülen hayat seyahatine... onlar için de bir teşekkürü hak etmektedir yaşanılanlar...
yeniden başlamak... yeniden yolunda yürümeye çalışmak... asıl başarı, duygularda yaratılan hayal kırıklığına rağmen, inancı yitirmemek... nelerin içinden geçmiş, hangi yüklerin altından kalkmış bir insan, "bunu da hallederim." diyerek geçip gider diğer yağmurlar gibi... kimin anısı sonsuza kadar aynı renkte kalmış? Bir yerlerde doğru, gönüllere göre, akılları kesen, ve ruhun seveceği başka bir insan... vardır elbette, inanmaya ve tutunmaya devam etmektir... yaşanılan tüm güvensiz duygu ve kayıplara rağmen!
fenerbahçeli olmama rağmen eros a inanacağıma milan baros a inanırım daha yeğ. ulan eros bu aşk denilen şeyi götünden uydurmasan zaten don markası olarak çıkmazdın karşıma.
aşk vardır. kalbinizide bırakabilirsiniz elinizde olmadan ona, eğer terk edildiyseniz onun tarafından. sorun değil. beyniniz sizinleyse kardasınız. değilse zaten ya ölürsünüz ya da tımarhanedesinizdir. beyniniz sizinleyse, kalp bir gün geriden de olsa gelir, sizi bulur.
aşk vardır, aşk O'nun ateşinde yanmak aşk O'nu gördüğünde dizinin bağı çözülmektir. aşk O'na yanmaktır, O'nunla yanmaktır. aşk geliyorum demez ki onun yolunu gözleyesin,
aşk katıksız masumiyettir. her türlü iğrençlikten uzaktır.
aşk bu yüzden güzeldir.
ondandır ki,
tek gecelik ilişkilerde dağıtılan yatak toplandığı halde,
Aşkın dağıttığı bir yürek, ömrü billah toparlanmaz.
toparlansa bile o aşk çiziğinin yürekteki izi asla kaybolmaz.
---------
Aşka inanmayın,
Sevgiye inanmayın,
Saflığa inanmayın,
Temiz duygulara inanmayın...
Boş işler onlar
bunu diyenlerin içindeki manasız boşluğu,
bir noktadan sonra psikiyatri seansları paklar,
Doğru ya herşey para,
Psikiyatriste para veripte aldık mı ağır anti depresanları
aşk budur işte ! demeliyiz.
Herşeyin, makinalaştırıldığı, robotlaştırıldığı bu yüzyılda
Bizlerde insanlığımızdan bir şeyler kaybediyoruz derken
Bizlerden en değerli hazinemizi aldılar
Sevmeyi,
Merhameti,
umudu,
Halbuki insan olduğumuzun en büyük delilleri bunlardı.
Bunlarsız yaşanılabilirliği iddia eden insan,
insanoğlunun en büyük düşmanıdır.
Çünkü eline yetki verilse, gözünü bile kırpmadan insanlığı bir düğmeye basarak yok edebilir.
Yeni yüzyılda böyle bir insan ırkı oluşturulmaya çalışılıyor iken.
aşka inanmak ya yaşamakla olur ya ümit etmekle. inandırmaya çalışmak boşunadır, ispat aramak gereksiz. etrafınızdaki insanlar aşkı tartışırken sessizce kenara çekilip onu düşünmektir anlaşılmayı beklemeden.
Aşka inanmak aslında onu inkar etmekle başlıyor. Olmasa inkar edemezsin sonuçta. Bir din gibi bir şey aşk, biraz aptallık aslında. Ama pişman etmeyen bir şey yaşadıklarından dolayı. Durumlara göre değişebilir tabi.