aşk vardır inanmak da gayet normal. aşk çok kuvvetli bir ten uyumuyla gelen arzunun( ki bu doğanın yaşlandıkça kıstığı bir şey ) zamanla karakterlerin uyumuyla büyük bir sevgiye dönüşmesidir . aşk isteyen insan kendini sorgulamalı olgunlaşmalı ve uyumsuz bir ilişkisi varsa aşk sandığı şeyi zorlamamayı öğrenmelidir . br insana kuvvetli arzu duyuyorsunuz diye ruhlarınız uyuşmayabilir. günümüzde aşk kalmamasının sebebi ise gerçek sevgiyi bilmememiz ,ruhlarımızın olgun olmaması ve bize kapitalizmin dayattığı bencillik yüzeysellik ve şekilcilik . ağzınızın suyu aka aka seksi bulduğunuz adamlarla evlenip aşk edebiyatı parçalayıp beş sene sonra memnuniyetsiz tiplere dönüşüyorsunuz on sene sonra aşkınızın yüzündeki çizgileri okşayarak öpeceğinize gözlerinizi kaçırıyorsunuz . bir sorgulayın derim .
http://sosyalmedya.co/dun...-kitap/10/#post-slideshow
Hayallerde yaşıyor olabilirim her zamanki gibi ama benim.bir aşk kitaplardaki gibi dünyayı değiştirir diyemiyorum çünkü sırf kitaplardaki filmlerdeki aşkları aramak 'Zaten yalnızlığımın sebebi kitaplardaki kahramanları semtimde bulamayışım değil miydi?' Sözünü haklı çıkarıyor.dünyayı değilse bile en azından benim dünyamı değiştirebilir bunu biliyorum.yaşanan tüm kötülüklere rağmen güzel şeylerin hala olabileceğine inanıyorum.
Başına geldiği için inanır. ilk görüşte aşık olmuştur ve onu sevmekten de 10 senedir vazgeçmemiştir. ilerleyen yıllarda ne olacağını bilmiyorsa da şimdilik inanmaktadır.
''sevenler birbirlerine yara izlerini gösterirler. ilk önce bunu yaparlar. sana ruhumu açmadan bil ki incinebilirim demek için. çünkü en çok sevdiklerin yaralar seni."
Aşka inanmaktan ziyade Seni en az yaralayacak insanla karşılaşmak asıl mesele sanırım.
aşka inanan insandır. şimdi aşka inanan insana: sözlerle , mani olmaya çalışmak , eleştirmek; acaba sonucunda üzülmesin diye inanma demek mi , yoksa başarılı olunduğunda dünyanın en güzel duygusu olan aşk'ı yaşadığı için kıskanmak mı. bence birincisi. ikincisi artık sıradışı durumlar kategorisine giriyor artık.