“sana aşkı sorsam sonelerden alıntı yapacaksın. ama bir kadının karşısında hiç tamamen savunmasız kalmadın. sana gözleriyle hükmedecek birini görmedin. tanrının seni cehennemden kurtarması için indirdiği melek olduğunu düşünmedin. onun meleği olmak nasıl bir şey bunu da bilmiyorsun. bir aşkı sonsuza dek paylaşmayı. her şeye rağmen. kansere rağmen. bir hastane odasında iki ay boyunca elini tutarak sabahlamak ne demek bilmiyorsun. doktorun gözlerine baktığında "ziyaret saatleri" kuralının anlamsız olduğunu görmesi ne demek bilmiyorsun. gerçek kayıp ne bilmiyorsun. çünkü hiçbir şeyi kendinden daha fazla sevmedin. “
Hani bir gece ansısın uyanırsın... Susamışsındır... Ama öte yandan yataktanda çıkamazsın bir türlü... Sonra hemen yanı başında bir şişe su olduğu aklına gelir... Kana kana içersin... Hani derler ya o şişe, içtiğin su senin bir parçan olur... Serinlersin, susuzluğun bitmiştir artık... Ta ki tekrar susayana kadar...
buğün aşka dair uyandım yüreğim sıgmıyordu bu aciz bedenime kelimelere dökmek istedim hislerimi, aşka dair hisleri kelimelere dökmek zor olsada. bu satırları yazarken günün ilk ışıkları vurmaya başlamıştı odama ve ben bir güne daha sensiz girmiştim. gözlerimden damlalar usulca süzülürken yazıma ara verdim çok sevdiğin çiçekleri sulamak için, çiçeklerinde hissetmişti sanki yokluğunu bazılarının yaprakları sararmaya başlmıştı bile tıpkı yüreğim gibi gece olasıya kadar sevdiğin herşeyi yaptım çünkü gülüşünün hayeli bile yetiyordu bana. yatma vakti gelmişti yastığın senin tarafına bir tek gül koyardım herzaman tıpkı senin gibi kokardı güller. gözlerimi kapadığımda ise uykunun haram olduğunu anlamıştım birkez daha ve bana uyku yerine sabahakadar aşka dair seni düşünmek kalmıştı sadece.
Aşk geldi. Damarımda, derimde kan kesildi; beni kendimden aldı, sevgiliyle doldurdu. Bedenimin bütün cüzlerini sevgili kapladı. Benden kalan yalnız bir ad, ondan ötesi hep O dur dedirtir.
+ "aşk odur ki can dost, insanı kendinden geçirir. dünyanı döndürür. kalbini söndürür. ruhunu çürütür. vezirde eder. rezilde eder. şayet ki aşk o'dur. O aşktır. başlı başına bu sirkülasyon baştan başa aşktır. aşk'sa bambaşkadır. O'nun her yürüyüşü aşk'adır. " diyen şairimsi yazarın gene ne dediği anlaşılamadı. bu sefer 'gene' hem insan üstü , hemde 'göreceli' bir duyguyu klasik çerçeveler dahilinde değerlendirerek ortaya genel bir tanım koyma çabasında olan şairimiz fail'le karşılaştı. gözlerindeki mavi ekranı görmek hala mümkün. izmirden bildiriyorum. sendeyiz tuğçe.
-teşekkürler şükran. aşk alanındaki en güzel tarifi nam-ı diğer guşçu'dan dinlememiz gerektiğini bir kez daha söylemekte fayda var. kendisi hakkındaki haberlerin yalan olduğunuda kanalımız aracılığı ile duyuralım. kendisi diyor ki :
"aşık insan aşgını zorla yutturmaz. aşk odur ku sevdiğin kişi senden nefret etse bile aşgın eksilmez. yoosam alışverişten farkı galır mı ? ben sana bi elma vereyim sende bana on guruş ver. sizin aşk dediğiniz bumu ? vay benim köse sagalım. aşk dediğin , can vermektir! can verilir. değiş tokuş edilmez. **