Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim
Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış.
Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim
Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış.
Şimdiki gençler galiba gizli kalması gerekeni açık ettikleri ve sevgililerin adlarını dillendirmekle kalmayıp aradaki macerayı da başkalarıyla paylaştıkları için aşkın gülümseyişlerini ve zenginliğini ıskalıyorlar...Çünkü sırlara hükmetmek ayrıcalık ve olgunluktur.
Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır.Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım, mecazi mi, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani mi diye sorma.Ayrımlar ayrımları doğurur.AŞK'ın ise hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur...
Yağmurun sesi güvercinlerin ''hu-hu''larına karışıyor... Sitare aklımda paslı bir çivi... Her gün biraz daha içime yayılan sızı... Elleriyle dokduğu heybeye yüzümü gömüp uyumak istiyorum; yorgan bedenimi dövüyor, gözyaşlarım uykumu kovuyor. Sitare!.. Belki bilmiyorsun, ama sesini duymayı, yüzüne bakmayı çok özlüyorum. Sitare, rüyama girsen, bir kez gülümsesen bana!.. Sitare, beni kendine alıştırdın da neden bırakıp gittin?!.. Yalvarırım Sitare, bir kez gülümse bana!..
Ya Sitare!.. Sitare her şeyimdi, bir cihan degerdi, saçının her teli yüz bin altın eder elmasımdı. Sitare karanlık gecelerimde bana yol göteren yıldızımdı. O gidince zaten dünyanın tadı kalmamıştı.
Sitare! keşke seninle geçirdigim birkaç dakikayı bana verseler de sonra canımı alsalar. Sevgin, gönül denizimde tutuşan bir alev. Ve denizimde şimdi yangınlar çıkıyor.