bugün

her şey kavuşana kadar gençler. yok yani öyle bir şey. sevişince geçiyor hepsi. yoksa neden ferhat ferhat olmuş mecnun dillere düşmüş.

(bkz: kavuşamadık aşk oldu)
Çok güzel bir nev şarkısıdır.
Daha bundan 1 sene öncesine kadar, 'yok ya bu devirde kalmadi aşk falan hele karşılıklısına rastlamak mümkün değil' diyen, böyle düşünen bir insandım. Sonra bir adam çıktı karşıma, 700 kilometreyi benim için geldi. Bir tren garında bekledim o adamı heyecanlı bir şekilde, görür görmez anladım aslında bu daha önce hic tatmadığım duyguyu. Sıkıca sarıldım o adama, sonra elimi tuttu yürüdük beraber sonrasında defalarca yürüyeceğimiz yolları. Aşık olduğum şehirde yaşayan o adama aşık oldum. Sonrasında ben gittim, o geldi, geldi, geldi, geldi ve şimdi 14 şubatta yine gelecek. Hayatımın en güzel günlerini yaşadım onunla, hayatımın en güzel doğum gününü geçirdim, pek cok seyi ilk kez onunla tattım. Ve şunu daha doğrusu şunları anladım ki aşık olduğunda insan direkt anlıyormuş, aşık olduğunda insan asla kıyamıyormuş, aşık olduğunda dünyası o oluyormus insanın, aşık olduğunda bir şekilde affediyormuş insan, aşık olduğunda o hep mutlu olsun istiyormus insan, aşık olduğunda insan kaybetmekten deli gibi korkuyormuş, aşık olduğunda o'nun yanında gözlerinin içi parliyormus insanın...

Kısacası aşk öyle mucizevi bir duygu ki uğruna kurulacak tüm cümleler eksik kalır, insan yaşadığında anlar anca.
Aşk Allahın yaratmış olduğu en güzel duygulardan biridir kendini iyi hissetmen iyi hissetirmendir karşındakini karşılıksız sevmendir.
Instagram'da Yok neymiş "hüzünlü bir ponçik", "efkarlısözler", "sözlerköşkü" vs vs vs

kardeşim boş işler boşşşşş
ne demek istediğim sagopa kajmer'in "aşk yok artık" şarkısında geçiyor.

(bkz: aşk yok artık)
Yarı ölmektir.
"Leyla'nın sokağındaki köpeğin gözlerinden öper Mecnun. Psikologlara göre, bu bir davranış bozukluğudur. Edebiyatçılar ise, bu davranışın önünde saygıyla eğilir."

kimilerine göre libido, kimilerine göre davranış bozukluğu, kimilerine göre tutku.
Önceden beğenmediğiniz şarkıları dinlerken içinize acı oturması durumudur. Bkz kubat; al ömrümü.
Sivrisineklerin ömrü bir gündür, güllerinki üç. Kedilerin ömrü on üç yıldır, aşkınki üç. Böyle işte. ilk yıl tutku, sonra bir yıl şefkat ve nihayet bir yıl can sıkıntısı. ilk yıl, "beni terk edersen kendimi öldürürüm" denir.
ikinci yıl, "beni terk edersen, acı çekerim, ama kendimi toparlarım" denir.
Üçüncü yıl, "beni terk edersen şampanya patlatacağım" denir.

Kimse size aşkın ömrünün üç yıl olduğu konusunda uyarmaz. Aşk komplosunun temelinde, çok iyi saklanan bir sır yatar. Sizi aşkın hayat boyu sürdüğüne inandırırlar, oysa aşk kimyasal olarak üçüncü yılın sonunda yok olur. Bir kadın dergisinde okudum: aşk geçici bir dopamin, noradrenalin, prolaktin, lulibren, ve oksitosin yükselmesiymiş. Feniletilamin (fea) denen küçük bir molekül neşe, taşkınlık ve keyif dulgularını tetikliyormuş. Yıldırım aşkı fea'yı doyan limbik sistem nöronlarıymış. Şefkat ise endorfinlermiş (çiftlerin afyonu). Toplum sizi aldatıyor: bu hormonların üç yıl sonra faaliyetlerine son verdikleri bilimsel olarak kanıtlanmış olduğu halde size büyük aşk masalını satıyor.
Zaten istatistikler de aynı şeyi söylüyor: tutku ortalama 317,5 gün sürüyor. (kendime, "Acaba, son yarım günde ne oluyor?" Diye soruyorum...)

ilk yıl eşyalar satın alınır.
ikinci yıl eşyaların yerleri değiştirilir.
Üçüncü yıl eşyalar paylaştırılır.
Ferré'nin şarkısı özetliyor: "Zamanla sevgi biter." Hem siz kim oluyorsunuz da, öngörülen tarihte sizi kaçınılmaz olarak yüzüstü bırakacak olan salgı bezleri ve sinir ileticileriyle boy ölçüşmeye cüret ediyorsunuz? Gerekirse şairler lirizmi tartışabilir, ama doğa bilimleri ve demografi karşısında mağlubiyet kesin.

(Aşkın ömrü 3 yıldır kitabından)
iki kişilik bencilliktir.
Bile bile ateşe dokunmaktır.
kızların orospuluk yapmak için bahane olarak uydurduğu gerçekte var olmayan şey. aynen.
Birisini koşulsuz sevmek. Herseye rağmen, sıkılmadan, bıkmadan.
Bir varlığı tutkuyla ve nâmütenâhî bir özlemle sevme.
Ayakları yerden kesen, dizlerin bağını çözen, karında kelebekler uçuştan, yüreği yerinden söken, aklı baştan alan tarifsiz bir sevdâ.
Dilimize Arapçadan geçmiştir.
Şiddetli ve yakıcı sevgi mânasındaki ışk kelimesinden verilmiştir.

https://youtu.be/pXXFWexHubw
Hiç bilemiyorum yaşamadım. Yaşamaya da niyetim yoktu ama herkes bi kere yaşasa güzel olur. Kişiyi eğiteceğine inanıyorum kendisinin. Bikaç sene içinde (henüz olmayayım ama derslerim filan var gencim üstelik) olursam sevincem artık. Üffff uykum geldi ve birkaç gün için gayesiz yaşamak beni yordu. Kendime iş edinsem hemen şahane olacak.
o aşk değildiyse eğer, ozaman hiçbirşey aşk değil
gerçek aşk diri diri gömülmekten başka birşey değildir. erkek adam yalnızca bir kere sever ve evlenir. evlenemiyor ise işte gerçek aşk budur.
görsel
Yunus, Taptuk dergahında hizmette bulunan dervişlerin aksine yıllarca, sadece ormandan topladığı en düzgün odunları dergaha taşıyarak hizmet eder. Taptuk Emre'nin sohbetlerinde diğer dervişler kadar bulunamadığından, Yunus ve dergahtaki diğer dervişler de dahil hepsi Yunus'un kalben eksik kaldığını düşünürler. Ama bir gün Yunus'un kalbindeki Aşk'ın ateşi o kadar büyür ve bütün dervişleri geçer ki işte o gün yıllarca taşıdığı odunların hangi ateşin büyümesine vesile olduğunu anlar.

Yunus hep dümdüz odunlar bulurmuş ormandan.
Hocaşı: Ey Yûnus, bu ne iştir? Hiç eğri odun görmedim” buyurunca; “Efendim, bu kapıya eğri odun bile yakışmaz” der.

"Cümleler doğrudur sen doğru isen, doğruluk bulunmaz sen eğri isen. Yunus emre"

Yine yunus der ki:

Ben yürürüm yana yana
Aşk boyadı beni kana
Ne âkilem ne divane
Gel gör beni aşk neyledi
Aşk, yanaklarına pudra yerine kokain süren bir sürtük aslında.
aşk, lunapark aynalarına benzer. lunapark aynalarını biliriz hepimiz. içbükey olanlar, bizi olduğumuzdan zayıf, dışbükey olanlar bizi olduğumuzdan şişman ve düşey düzlemde düzlem olamayanları ise bizi olduğumuzdan uzun ya da kısa gösterir. işte aşk da bize gerçekleri göstermez, her şeyi bir başka gösterir. aşk, bu dünyadaki en büyük yanılsamalardan biridir.
Burdaki binlerce entryi okumayın.
Yaşamadan bilmezsiniz..
acımıza uydurduğumuz kılıftır çoğu kez, acıyı kutsallaştırır ve biz buna aşk deriz.
yalan'ı ve psikolojik rahatsızlıkları bir arada getiren , duygularınızı darmadığın eden gereksiz şeydir.
Bazen bir bakarsın olmuşsun...