bugün

”Aşk denen şey bazen yürür, bazen uçar; bazen koşar biriyle birlikte; bir başkasıyla ölümcül yürüyüşe çıkar; üçüncüyü buzdan heykele çevirir; dördüncüyü atar alevlerin içine. Birini yaralar; öldürür ötekini. Aynı anda çakıp sönen bir şimşeğe benzer. Geceleyin saklar şafakta zapt edilecek olan kaleyi.Çünkü dayanacak güç yoktur karşısında.”

zülfü livaneli- kardeşimin hikayesi

tam da bu akşam da bitirdiğim zülfü livaneli romanı. denk gelmem iyi oldu okuyun gençler hemen yarın alıp okuyun çokkk şaşıracağınıza eminim,
BAZEN OLMAMASI OLMASINDAN DAHA IYI OLAN MIDEDEKI KELEBEKLERIN YASAM IKLIMI..
tatava yapma sev geç durumunun belirlendiği şey. tabi bi de içten sevenler var onlar da nedense hiç bir zaman istediklerine ulaşamazlar.
Savunmasız birşey bir anda tüm bedenini sarıyor. Hassas birde üstüne titremek gerekiyor ben yapamadım yapamayınca da doğal olarak bitiyor veya zamana ihtiyaç duyuyor bir süre sonra. Aşkta giden de kalan da sevgisine sahip çıkabilecek kadar büyük yürekli kimseye paylaşmayacak kadar küçük minnacık bir yürek olmalı.
hissedilebilen en güzel duygu. nefesini kesebilecek kadar güçlü, aşkı hissettiğinle göz göze geldiğinde seni utandırabilecek kadar acımasız.
Hayatınızın içine eden ama kımı zamanda gözlerınızın içinin gülmesine sebep olan. Bazen deli gibi aglatan baZense salak bir gülümsemeye sebep olan. Iyi ya da kotu sevmek guzel sevılen de karşılık verdigi sürece.
bok gibin bi şey.. sıçsan olmuyooorr, sıçmasaaan olmazz.. * *
irritabl bağırsak sendromu belirtisidir:
Ağrı
Şişkinlik
Kabızlık.
Sonsuza kadar yanmamak icin bir ömür yanmaktir...
iskender pala'nın od kitabında bu soruya şöyle bir diyalogla cevap veriliyor:

-bana 'yunus!' dedi,parmağını kalbimin üzerinde gezdirerek.burası kalbin en değerli yeridir.burada siyah bir nokta vardır.canın canı,sevenin cananı buradadır.o nokta,yoğun bir kan damlasından ibarettir.adına 'süveyda yahut 'sevda' derler.siyaha çalan rengi yüzündendir bu isim.çünkü sevda,kara talih içinde,o kara kan damlasında büyür.bütün tecelli denizleri,bütün aşk fırtınaları,işte o bir damla kanda dalgalanıp çırpınır.aşırı sevgi bu damlayı tahrip edip dağıtırsa,parçaları bütün vücuda yayılır.aşk,işte bu dağılmanın adıdır ve o dağılırsa aşık artık ne yapacağını bilmez olur.
olmadığını sanıyordum. şu an şüpheliyim. aşk sanırım onun bakışları. ilişkimiz başlamadan önceki bakışları, beraberkenki bakışları, çok kızdığı ve ayrı kaldığımız zamanki bakışları... hepsi farklı ama hepsi çok net, çok güzel ve çok farklı... bakışlarından aşkın ne olduğunu anladım (evet nihayet)... iyi ki varsın aşkım...
Şimdilik pas.
sevgilisi olanlar için varlığına inanılan olmayanlar için inanılmayan hormon kargaşasının kısa adıdır.
hayatin anlamidir mutluluğudur bağlanma sebebidir .
Romalıların seksi bedavaya getirmek için uydurdukları yalandır.
daha evvel de dediğim gibi...

aşk; mitolojinin aksine kanatlı, anadan üryan, oklar fırlatan ve aşık olmamızı sağlayan eros değildir. peki adına şiirler, şarkılar, destanlar yazılan aşk nedir?

bazılarımıza göre bağımlılık ile karıştırılan duygu yoğunlu.
bazılarımıza göre saçmalık.
zaman zaman tedavisi mümkün olmayan, ölümcül bir hastalık.
kimi zaman modanın gerisinde kalmış bir nesne. öyle ki; bir zamanlar evlerimizin her köşesinde bulunan danteller, yahut faytonlar gibi. çekici, çoğu zaman cezbedici. ama kullanışsız...
bazılarımız da "aşk" fikrine aşık oluyoruz. diğer bir deyişle "aşka aşık" oluyoruz. oysa aşkın bir vücutta şekil bulması gerekmez mi? o zaman da nesneleştirmiş mi oluruz? bilemiyorum.
zaten söz konusu aşk olduğunda karışıyorum ben, devrelerim yanıyor. anoreksi hastası mankenler gibi hissediyorum kendimi bazen, kemik yığınından ibaret olup acı çeken. bazen de hani kavga ederiz, ardından bir sessizlik olur ve o sessizliği bozan ilk kişi kaybeder ya, heh işte! aşk söz konusu iken tam da buna benzer şeyler hissediyorum. bu durum biraz huzur verici bir huzursuzluk...

karman çorman oldum yine...
nerede kalmıştık?

bazılarımız için sonunu bildiğimiz ve sürekli izlemekten keyif aldığımız filmler gibi. ama tutkularımız yüzünden, filmin gidişatından yeniden keyif almak yerine hemen sonunu getiriyoruz...
bir şekilde tanışıp aşkı bulduklarına inanan kadın veya erkeğin, gerçekte aşka zamanları olmaması gibi bir durum söz konusu bence. yani birlikte biraz zaman geçiriyor, tutkularına ve arzularına kapılıp aşık olduklarını sanıyorlar.
-sanıyoruz-
bazılarımız tutku ve arzu dolu olduğumuz insanlara aşkı yüklüyoruz. tüm algımız şekil değiştiriyor ve bilinçsiz bir şekilde "bu o" olarak ilan ediyoruz hayatımızdaki insanı. oysa birine tutulmak ile aşık olmak farklı şeyler değil midir? aşık olacağımız insanları seçemeyiz ve "neden bu adama / kadına aşık oldum!?" diyemeyiz. çünkü aşk söz konusuyken tercih yapamayız...
her birimiz gün geçtikçe "armudun sapı, üzümün çöpü." diyen insanlar olma yolunda hızlı adımlar atıyoruz. sevgi, şehvet, tutku ve anlık arzularımız bile söz konusu olduğunda, karşımızdaki insanın kusurlarını yok sayamıyoruz. oysa aşık olduğumuzda ne yapacağımızı şaşırmamız gerekmez mi? yani tüm kusurlarını yok saymak değil mi aşık olmak? bir insanı olduğu gibi, körü körüne benimsemek değil mi?
öyleyse aşk için kör, sağır ve / veya dilsiz olmak diyebilir miyiz?

aşk, aranıp bulunamaz öyle değil mi? sürprizlerle doludur o. hiç ummadığımız bir anda, ummadığımız bir yerde, ummadığımız bir şekilde karşımıza çıkar...

aşk, asla kaçamadığımızdır.
ve bizler asla aşkı bulamayız, o isterse bizi bulur...
En güzel, karmaşık duygudur.. Kabuk bağlamış yara gibidir; kabuğunu soymak zevk verir ama oldukça da acıtır...
illüzyondur.

daha fazla yazarsam delirebilirim.
hayatta bir kere mi aşık olunur beş kere mi bilmem. ben bir kere oldum. aşkı inkar ederken oldum. aşk yok derken saçmalık derken aşık oldum. herkes çıktığı kişiye aşkım diyor bu kadar mı kolay aşık olmak birinin aşkı olmak. ben bir kimsenin aşkı olmadım mesela. aşık oldun ama gitti diyelim. o aşk o gidince de gitmiyo mesela. ilk başlar acı çekiyosun belkide acıdan hasta bile oluyosun. sonra zaman geçiyo acısı yavaşlıyo sen gitti bitti sanıyosun. ama bir anda aşık olduğun kişi geliyo aklına ve ben burdayım gitmedim diyor. aşık olmak güzel de aşk güzelde karşılıklı yaşayınca güzel. bir de öyle her erkeğe/ kadına aşkım demeyinde bırakın aşk ait olduğu yerde kalpte kalsın dilde değil.
Uğrunda savaşmayacak insanların yaşamaması gereken duygu.
ask adam öldürmez ama adam öldürtmüşlugu coktur .
her yere yakışıp,hiç birinde kalamamak gibi.
"a"klını kaybetmek.
"ş"aşkın saskın gülümsemek.
"k"alakalmak, gidememek, o'nsuz yasayamayacagini zannetmek.
insanların en çok ağzına sıçan duygudur yasaklanmalıdır.
Aşk, Aynen Yazıldıgı Gibidir:
Sesli Başlar Sessiz Biter.

ayşe kulin.