aşk şiirleri

entry62 galeri0
    1.
  1. kanatların yok ki senin
    melek diyeyim adına
    ama öyle parlıyor ki tenin
    melekler bile yaklaşamaz yanına

    bensizliğin yok ki senin
    yalnız diyeyim adına
    öyle seviyorum ki seni
    ruhum feda olsun canına

    to my enchantress
    2 ...
  2. 2.
  3. YOLLARIN

    tepe üstü kör kuyulara atmışlardı hani beni
    kuyular kör, kuytular tenha boğukluklardı
    üzerime abanmış ruhsuz karabasanlar vardı
    sessiz çığlıklarıma su döküp, beni boğarlardı

    sana ulaşmaya giden mesafeler vardı hani
    çıkmaz sokaklarında kaybolup ta korktuğum
    her çıkmaz sokak sana çıkıyordu oysa
    sen de bir yerlerden çıksaydın ya karşıma

    eşsiz cennetlerimin kanatsız meleğisin sen
    insafsız cehennemlerde yanmış olsam da
    bu gece de varlığın kapladı ruhumu sonsuzlukta
    sana ait bir çift göz, sulandı yine yollarında

    to the enchantress of the rabbit
    0 ...
  4. 3.
  5. Aşk Şiirleri


    "iki kalp arasında en kısa yol:
    Birbirine uzanmış ve zaman zaman
    Ancak parmak uçlarıyla değebilen
    iki kol.
    Merdivenlerin oraya koşuyorum,
    Beklemek gövde kazanması zamanın;
    Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
    Bir şeyin provası yapılıyor sanki.

    Kuşlar toplanmış göçüyorlar
    Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

    Cemal Süreya
    3 ...
  6. 4.
  7. 5.
  8. Anlatamıyorum (Moro Romantico)

    Ağlasam sesimi duyar mısınız,
    Mısralarımda;
    Dokunabilir misiniz,
    Gözyaşlarıma, ellerinizle?

    Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
    Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
    Bu derde düşmeden önce.

    Bir yer var, biliyorum;
    Her şeyi söylemek mümkün;
    Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
    Anlatamıyorum.
    (orhan veli kanık)
    0 ...
  9. 6.
  10. 7.
  11. Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
    hattâ sevda yüzünden
    ölmek de ayıp değil,
    bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
    yani yürekte.

    Meselâ bir barikatta dövüşerek
    meselâ kuzey
    kutbunu keşfe giderken
    meselâ denerken damarlarında bir serumu
    ölmek ayıp olur mu?

    Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
    hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

    Seversin dünyayı doludizgin
    ama o bunun farkında değildir
    ayrılmak istemezsin dünyadan
    ama o senden ayrılacak
    yani sen elmayı seviyorsun diye
    elmanın da seni sevmesi şart mı?
    Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık
    yahut hiç sevmeseydi
    Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?

    Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
    hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

    Nazım HiKMET
    2 ...
  12. 8.
  13. Uçurumun kenarındayım Hızır
    Bir dilber kal'asının burcunda
    Muhteşem belaya nazır
    Topuklarım boşluğun avucunda
    Koca yâr adım çağırır
    Kaldım parmaklarımın ucunda
    Bir gamzelik rüzgar yetecek
    Ha itti beni ha itecek
    Uçurumun kenarındayım Hızır
    Civan hazır
    Divan hazır
    Ferman hazır
    Kurban hazır
    Güzelliğin zülme çaldığı sınır
    Uçurumun kenarındayım Hızır
    Ben fakir
    En hakir
    Bin taksir
    Ateşten
    Kalleşten
    Mızrakla gürzdan
    Dabbet-ül arz dan
    Yedi düvelden
    Korku nedir bilmeyen ben
    Tir tir titriyorum senden
    4 ...
  14. 9.
  15. (#1318721)
    (#1318833) ZARGANA ' DAN HAYATINA GiREN, ÇIKAN, iZ BIRAKAN BÜTÜN KADINLARINA SEVGiLERLE...
    (#1306793)
    (#1318727)
    (#1331525)
    (#1304039)
    (#1306802)
    (#1306846)
    (#1306970)
    (#1307020)
    0 ...
  16. 10.
  17. ...ve mona roza

    Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara
    Sana doğru uzanan çaresiz ellerimi
    Sırrımı söylüyorum vefakar balıklara
    Yalnız onlar tutacak bu dünyada yerimi
    Koyverip telli pullu saçlarını rüzgara
    Bir çocuğun ardına düşen heykellerimi
    Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara

    Bir çevre sağ elimden bulanık suya düştü
    Ve boğazımı sıktı parmaklar ince uzun
    Günahkar toprağımın saçından bir tel düştü
    Sana ne olmuş Roza, bir derde tutulmuşsun
    Bir ekmek kadar aziz fikirler böyle pişti
    Noel ağaçları ve manolyalar kahrolsun
    Bir çevre sağ elimden bulanık suya düştü

    Şu şapkayı çıkarıp atıyorum ırmağa
    Her şeyim sizin olsun, hep sizin, kesik başlar
    Rüyasında örümcek başlarsa ağlamaya
    içine gül koyduğum tüfek ölmeye başlar
    Günahını sırtına yüklenen kaplumbağa
    Gibi ölüm önünde özbenliğim yavaşlar
    Öyleyse bu şapkayı atıyorum ırmağa

    Bu erkekler kokuyu kediler gibi alır
    Ve kediler de her gece sürünür yastıklara
    Denizleri bahtiyar eden günler kısalır
    Satılmayan çiçekler zehirli ve kapkara
    Unutulmuş erkekler ve kadınlara kalır
    Bir geyiğin eriyen gözleri düşer kara
    Ve erkekler kokuyu kediler gibi alır

    Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık
    Ve toprağın rüyaya yılan gibi girişi
    Sana da Mona Roza, taşbebeği bıraktık
    Ellerinde kılıçlı balıkların bir dişi
    Senin hatıran kadar büyük, yeni, karanlık
    Senin hatıran kadar Allah ve şeytan işi
    Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık

    Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim
    Ta boğazıma kadar çıkan deli yağmura
    Tüyüme horozdan çok itimat edeceğim
    itimat edeceğim şu belalı yağmura
    Ruhumu bayrak yapıp ben teslim edeceğim
    Asılmış bir adamın iki eli yağmura
    Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim

    Bir tren ışığına, güneşe çekmek seni
    Ve bir şehir yaratmak ruhundan Geyve diye
    Parçalanan gemiyi ve yırtılan yelkeni
    Katıvermek sessizce söylenen bir türküye
    Ve sonra bir köşede öldürmek ölmeyeni
    Ve son vermek bu bitmeyen şarkıya
    Bir tren ışığına, güneşe çekmek seni

    Sana tavus kuşunun içine girdiğini
    En son söz olarak söylemek istiyorum
    içimde tavusların kaybolduğunu
    Bana da bir çift ak kanat kaldığını
    Son, en son söz olarak söylemek istiyorum
    içime girdiğini, tüyünü yolduğumu
    Son, en son söz olarak söylemek istiyorum

    Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara
    Sana doğru uzanan çaresiz ellerimi
    Sırrımı söylüyorum vefakar balıklara
    Yalnız onlar tutacak bu dünyada yerimi
    Koyverip telli pullu saçlarını rüzgara
    Bir çocuğun ardına düşen heykellerimi
    Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara...
    1 ...
  18. 11.
  19. Aşk şiirleri yazmak için
    Aşık olmak gerekmiyor.
    Tıpkı;
    Polisiye romanları yazmak için,
    Cinayet işlemek gerekmediği gibi.
    4 ...
  20. 12.
  21. eğer

    o kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
    arkalarında doldurulması
    mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

    dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
    en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

    utanılacak bir şey değildir ağlamak,
    yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.

    yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
    çalınan birinin kalbiyse eğer.

    korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
    insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

    o kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
    hiç bir zaman duyulmasaydı eğer.

    daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
    kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

    belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
    öylesine delice bakmasalardı eğer.

    çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de kalp,
    göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

    yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
    son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

    düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
    meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.

    su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
    beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

    rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
    tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

    o büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
    yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

    o kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
    son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

    bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
    her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

    kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
    dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

    anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
    namuzsuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

    uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
    dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

    ıssız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
    sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

    yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
    kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

    inanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında
    bir ayrılık gizlendiğine belki de, kartvizitinde
    "onca ayrılığın birinci dereceden failidir." denmeseydi eğer.

    gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
    ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

    ıssızlığa teslim olmazdı sahiller, kendi belirsiz sahillerinde
    amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

    sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
    yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
    ya, canım ellerini tutmak isterse...

    evet sevgili,
    kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
    kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
    mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa
    tanıklık etmiş olmasalardı eğer!

    can yücel
    4 ...
  22. 13.
  23. bana seni
    sensiz olmaz kılan;
    ya karanlık bir gece,
    ya da geceye çok benzeyen
    gözlerinde ki bilmece.

    bir gün bir gel cümlesi
    geçerse içinden şayet,
    ya akşamsı gözlerin konuşsun
    ya da sözlerindeki kifayet
    ruhumla buluşsun yeter.

    cüneyt behlül uz
    2 ...
  24. 14.
  25. SiTEM
    önde zeytin ağaçları arkasında yar
    Sene 1946
    Mevsim
    Sonbahar
    Önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim
    Dalları neyleyim.
    Yar yoluna dökülmedik dilleri neyleyim.

    Yar yar !.. Seni kara saplı bir bıçak gibi
    sineme sapladılar
    Değirmen misali döner başım
    Sevda değil bu bir hışım
    Gel gör beni darmadağın
    Tel tel çözülüp kalmışım.
    Yar yar
    Canımın çekirdeğinde diken
    Gözümün bebeğinde sitem var.

    Bedri Rahmi EYÜBOĞLU
    1 ...
  26. 15.
  27. Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
    Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor,
    Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
    Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
    Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
    Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
    Sende tattım yemişlerin cümlesini.

    Desem ki sen benim için,
    Hava kadar lazım,
    Ekmek kadar mübarek,
    Su gibi aziz bir şeysin;
    Nimettensin, nimettensin!

    Desem ki..
    inan bana sevgilim inan,
    Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
    Ve soframda en eski şarap.
    Ben sende yaşıyorum,
    Sen bende hüküm sürmektesin.
    Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
    Rüzgarlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
    Günlerden sonra bir gün,
    Şayet sesimi farkedemezsen ,
    Rüzgarların, nehirlerin, kuşların sesinden,
    Bil ki ölmüşüm.
    Fakat yine üzülme, müsterih ol,
    Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
    Ve neden sonra
    Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
    Hatırla ki mahşer günüdür,
    Ortalığa düşmüşüm, seni arıyorum

    cahit sıtkı
    6 ...
  28. 16.
  29. gözlerim seni görünce güzel
    saçlarım senin için uzun
    tenim seninle sıcak böyle.

    sakınmaklar gereksiz bunu yeni anladım
    kırıp dikenli telleri geldim yanına.
    dört tarafımda elle tutulan karanlıktı bilirsin
    raylarca uzuyordu yalnızlığım
    kör kandil kısır anlayışlara
    bir kinim vardı, zamanın eritemeyeceği
    bir sancım vardı öylesine belirgin
    yokluğun özlü çıbandı sanki
    duramadım.

    duramadım dayanılmaz isteklere
    bütün bağlardan kurtulup bir an
    gözlerinin büyüsüne geldim
    ellerinin ateşine
    yak beni.

    sen uykusun vazgeçilmiyorsun
    seni kendim kadar seviyorum
    günlerden bir gün duysam acısını
    beni ilk öpenin sen olmasını istiyorum
    beni ilk öpenin sen olmasını.

    TÜRKAN iLDENiZ
    4 ...
  30. 17.
  31. kıvılcım

    ama ben en çok şeyi en kısa zamanda sana söyledim
    yalnız sana..

    (bkz: özdemir asaf)
    5 ...
  32. 18.
  33. ADAK
    Sana şiirler okuyacağım,gitme
    Güneşler doğacak yalnızlığımdan
    Sana bir ışık getireceğim
    Büyük aydınlığımdan
    Sana bir dolu umut getireceğim
    Küçük ellerine sığmayacak
    Sana Afrika gecelerini getireceğim
    Sımsıcak
    Sana çiçekler getireceğim
    Bozulmuş güz bahçelerinden
    Sana bir serinlik getireceğim
    Yağmur tanelerinden
    Sana avuç avuç yıldız getireceğim
    Güneşimden başka
    Sana engin denizlerin maviliğini getireceğim
    Köpük köpük dalga dalga
    Sana bir rüzgar getireceğim
    Dağlardan,tepelerden
    Gitme,sana zamanı getireceğim
    Zamanın bittiği yerden
    2 ...
  34. 19.
  35. Gözlerim uykuyla barıştı sanma!
    Sen gittin gideli dargın sayılır.
    Ben de bir zamanlar sevildim amma,
    Seninki düpedüz vurgun sayılır!..

    Yalan mı söyledin göz göre göre?
    Ne zaman dolacak verdiğin süre?
    Gönülden gördüğüm takvime göre,
    Aldığım her nefes bir gün sayılır...

    Armağan ettiğin kutsal mendile
    Akarken içimi dağlayan çile,
    Manavgat denilen çağlayan bile,
    Benim gözyaşımdan durgun sayılır!..

    Ne kadar zulmetsen ah etmem sana,
    Her iki cihanda gül kana kana...
    Seninle cehennem ödüldür bana,
    Sensiz cennet bile sürgün sayılır!..
    0 ...
  36. 20.
  37. yunus gibi

    Sana öyle hasretim ki , bir çabam yok varam diye
    Yandım ama susuzluktan , içmiyorum haram diye
    Bana cansın gönlüme yar
    Nasıl tatlı , nasıl tatlı özlemin var
    Gezdim ama diyar diyar
    Bir gün demem , bir gün demem aman diye
    Gözüm sende , gönlüm , gönlüm , gönlüm sende
    Ben yok oldum artık bende
    Çağırsan da , gel desende
    inan gelmem , inan gelmem , ferman diye

    Bana cansın gönlüme yar
    Nasıl tatlı özlemin var
    Gezdim amma diyar diyar
    Bir gün demem aman diye
    Gözüm sende gönlüm sende
    Ben yok oldum artık bende
    Çağırsan da gel desen de
    inan gelmem ferman diye
    0 ...
  38. 21.
  39. pardon size anlatmak istediğim şeyler var dinler misiniz acaba?
    ama ben size karşı bazı hisler besliyorum
    hayır ama bir dinleseniz
    size olan duygularımı dile getirmem çok zor ama yinede denesem
    anlatsam size olan hislerimi
    aşkımı
    sevgimi
    sizi ne kadar arzuladığımı
    anlatsam size
    hiç mi ihtimalimiz yok
    hiç mi şans vermiyorsunuz bize
    ama böyle olmaz
    şuan konuşursam
    beynim dilime hükmeder
    o zaman
    konuşamam
    sizin gözlerinize bakmalıyım ki
    dilime beynim
    değil kalbm
    hükmetsin
    ancak o zaman anlatabilirim
    size olan hislerimi
    ancak o zaman kalbimi açabilirim size
    buna izin verir misiniz
    gözlerinize bakarak
    kalbimin dilime hükmetmesine izin verir misiniz?
    size olan sevgimi böyle anlatmak isterim
    size olan aşkımı böyle dile getirmek isterim
    çünkü beynim o sevginin büyüklüğünü algılayamıyor
    size olan sevgimi aklıma anlatamıyorum
    işte aciz bi insan aklı nasıl anlasın ki bu sevgiyi
    ama işte böyle kalemle anlatılacak da bir sevgi deil bu
    sözle anlatılmalı
    gözlerinize anlatılmalı
    ancak o zaman
    bi anlama kavuşur
    o aşk sözcükleri size yöneldiği zaman asıl anlamına kavuşur
    yapabilir miyiz acaba bunu
    dilimizden çıkan sözcükleri asıl anlamına kavuşturabilir miyiz?
    buna izin verir misiniz?
    3 ...
  40. 22.
  41. Aşık olan herkesin yapmaması gereken şeydir. Ama aşk şiiri yazan herkes aşık olmalıdır...
    2 ...
  42. 23.
  43. ben aşkın kör halini seviyorum,
    beni görüp bulmasın diye
    ben aşın uzak olan halini seviyorum
    beni bulup sarılmasın diye
    ve ben askın ıslak halini seviyorum
    sırılsıklam oldugumda , halimden anlasın diye.. *
    2 ...
  44. 24.
  45. bir yağmur tanesinin ıslaklığı gibi
    kalmış dudaklarımda dudaklarının ıslaklığı,
    bir kar tanesinin beyazlığı gibi
    kalmış aşkın saflığı gecelerin homurdanmasına inat,
    bir yaprak tanesinin sarartısı gibi
    kalmış aşkın sarartısı aşksızlıkların aşksız gezintilerinde...
    0 ...
  46. 25.
© 2025 uludağ sözlük