baştan ayağa siyahlar giyinmeye başlayan, saçını önce uzatıp sonra kazıtan, başı gövdesinden ağır tefekkürlere dalmış olan, bunlarla birlikte sufiliğin yalnızca şekille değil aşkın deryasında katre olup derya olmaya çabalamak olduğunu da anlamış olduğunu temenni ettiğim insandır.
aşık olmadan sufi olamayan insan olsa güzel olacak başlıkmış ne yapalım elimizdeki ile yetineceğiz. elif şafak kardeşimizi nur yüzlü eyüb can refikimiz kovalasın tasavvufun özünde zaten aşk vardır. eskiden çok eskiden testi bile icad edilmemişken su içmek için o kadar eskiden yani, tasavvufa girmek isteyen gençlerden biri postşinde oturan mübareklerden birine gider ve intisap etme isteğini açar. mübarekte evladım sen hiç birşeye aşık oldun ya da çok sevdin mi der çocuk sizden mal olmasın yok der. mübarekte evladım aşkı tatmayının dergahımızda işi yoktur diyerek geri yollar.
tasavvufu elif şafaktan öğrenme modasına ise tüküreyim ben. başka da birşey demiyorum.
bir kitap okudum hayatım değişti diyen insan. aslında bu tarz insanlara pek de güven olmamalı. ne bileyim bir gün bir adam görür hayatı değişir sizi terk eder kalırsınız yarı yolda.