Romanda belki Türk edebiyat tarihinde ilk defa bir kadının masturbasyon yapması anlatılmıştır(Bihterin Göksu gezisi sonrası masturbasyonu).Gayet cesur bir dili vardır lakin yayınevi romanı hala yazıldığı gün kü dille yayımlamaktadır ve buda romanı okumayı oldukça güçleştirmektedir.
Adnan, on bir yıl önce eşini kaybedince, sosyal hayattan uzaklaşıp köşküne çekilmiş, bütün ilgisini kızı Nihal ve oğlu Bülent e vermiştir. Aile yadigâri emektarları, çocukların yarı Fransız dadısı ve hamiliğini yaptığı uzak akraba çocuğu Behlül ile istanbulun en önemli yalılarından birinde yaşayan Adnan Bey, yine istanbulun tanınmış ailelerinden Melih Bey takımından Firdevs Hanımın kızı Bihterle yıllar sonra tekrar karşılaştıktan sonra, unuttuğu duyguları yeniden hatırlamaya, kış ortasında baharı filizlendirmeye başlar.
Firdevs Hanım çok hırslı bir kadındır. Kızlarıyla rekabet halindedir. Kocasının ani ölümü bile onu cemiyet hayatından uzaklaştıramamış, her önemli davetin en dikkat çekici yüzü olmaya devam etmiştir.
Bihter babasının ölümünden sorumlu tuttuğu annesine kin duymakta ve Firdevs Hanımın kızı olarak anılmaktan büyük utanç duymaktadır. Yalnızlığın ve hüznün içinde Adnan Beyle karşılaştığında onun güvenli elini tutar ve yeni hayatına doğru yürümeye başlar.
Öte yandan Firdevs Hanım için de Adnan Bey en cazip eş adayıdır. Onu elde etmeye çalışırken kızı Bihterle yolları kesişir ve anne kız arasında yıllarca sürecek büyük bir çatışma başlar.
Bihter, Adnan Beyin köşkünde huzuru, güveni, mutluluğu ararken, tutkuyla tanışır. Behlül ve Bihter birbirlerine doğru sürüklenirler. Yasak aşkları bu ailedeki herkesi ayrı ayrı etkileyecektir. Masumiyet, ihanet bulutlarıyla gölgelenir. Tutku ve aşk sadakati esir alır.
geçen yıl, bıçak sırtı'nın yıla damgası vurması bekleniyordu. Ancak dizi bir sezonda olayı bitirdi.
Bu yıl da, yine bir kanal d yapımı, aşk-ı memnu'nun damgasını vurması bekleniyor. ilk bölüm harikaydı. çekinmemişler de, avrupa yakası ile aynı güne koymuşlar diziyi. hade bakalım...
edit : avrupa yakası çarşambaya dönmüş. çok güzel oldu. *
daha ilk bölümden herkesin ilgilendiği, potansiyel fanfinisi ortaya çıkan dizi. önümüzdeki günlerde birbirlerinin saçlarını yolan kadınlar ve bir kadını paylaşamayan erkekleri izleyeceğimiz aşikar..
anlatımı halit ziya'nın ustalığıyla gayet iyi, konusu iğrenç olan roman.
yani; o konuyu halit ziya anlatmazsa hiç bir güzelliği kalmaz. konu basit ve bir o kadar iğrenç çünkü. babası yaşında adamla evlenen kız, ona ilgi duyan yeğen, yeğene ilgi duyan adamın kızı, vesaire vesaire. halit ziya'nın duyguları betimlemeleri olmadan çekilmez.
ilk dizisi çekildiği zaman da sanıldığı kadar ilgi görmemişti dizi, bunu da hatırlatalım. oyuncuların hatrına izlenmişti, büyüklerimizden duyduğumuz bu. beş takla atsalar yine beceremezler. halit ziya diyorum efenim.
bir zamanlar asmalı konak yüzünden ağa dizileri revaçtaydı, sonra bir anda sit-com'lara sardı yapımcılar, o da dadı'nın çok tutulmasıyla alakalıydı, şimdilerde klasik roman uyarlamaları moda oldu. (bkz: yaprak dökümü)
yakında bütün türk ve dünya klasiklerini sıradan geçirecekler diye korkmaya başladım.
bu diziye gelince; (kalitesini, oyunculuğunu falan bilemem)
bizim 7'den 70'e dedikoduyu, "kim-kiminle-nerde-n'apmış"ı seven millet için biçilmiş kaftandır aslında. yasak ilişkilerle, entrikalarla, toplum olarak "ayıp" denilen şeylerle, tabularla dolu olması, halkın hiçbir zaman sahip olamayacağı lükse özendirici unsurlar barındırması yeterlidir. "yalan rüzgarı" neden asırlar boyu oynadı zannediyorsunuz?*
halit ziya uşaklıgil in günümüz dizilerine uyarlanmış eseri. sırf selçuk yöntem var diye izlediğim, popüler oyuncuları bünyesinde barındıran kanal d nin yeni dizisi.
yaprak dökümü çıktığından beri dizi uyarlaması olarak beklediğim roman, acar senaristler geç fark etti bu kitabı. bir kere adı yasak aşk, yüzde yüz tutacak yani.
ekranda görmekten bıktığımız ağa dizilerinden ve espri düzeyi eksinin altına düşen sitcom lardan farklı bir havası var aşk-ı memnu nun. en azından klasikler arasına girmiş eserler hakkında bilgimiz oluyor. bir de beren saat gibi yeniyetmeleri değil de daha usta oyuncuları izleyebilsek ve gerçek tadını alabilsek oyunların.
