Gecenin en olmadık yerinde
Ağır yüklü süvariler geçiyor içimden
Ay yorgun, şafak yasta, şehir hala uykuda
Susmalıydı, susmalısın, susmalıyım aşk
Uğurlasamda puslu gözlerimle
Bittiğimin kanıtıdır bugün
Dans etsemde ayrılık semalarında
O ruhta 'sen' bir sürgün gibi
Ey gönlüm hicran yarası
Benliğimi gemiren düş kırıklığının inadına vurdum dilime kilidi
Vakitsiz sancılar doğurmaktan yana sol yanım vefasız dediler
Yoğurdum gözyaşlarımda hasretimi
Doyurdum yatıya kalan evlatlık düşlerimi
Bedenimden götürdüklerine alışamadım
Belkide haklısın
Defalarca dizlerimi dövmek yerine çocukluktan kalma gülüşlerimi öldürmeliyim
Peki ya gerçekten ölmeli miydi aşk.