Pencerelerin kenarından
Sarkmış tül perdeleri
Pembe Evin
Uçup uçup yüz sürüyorlar
Karşı tepedeki manastırın selvilerine
Rüzgârla eğilip doğruldukça
Sardunyalar,biberiyeler,
Hiç korkma
Karada ölüm yok oğlum sana bugün
Leylekler daldı birden göğün acentasına
Gidip-gelme almak üzere Güneye hicret
Sen de gel diyorlar kanatlarıyla,
El sallıyorum ben de yattığım yerden
Leyleklere Leylim-Leylim
Diye diye
Güneşle karışık bir esinti geçiyor şakağımdan
Uzatıyorum elimi denizden yeni çıkmış senin serinliğine,
Göğsümün,karnımın,kasıklarımın,bacaklarımın
Tüyleri kamaşıyor sevinçten
Uyanıyoruz sonra
Dizine yatırıp beni çingene benlerimi sıkıyorsun
Gümüşlü zurnası dikiliyor havaya çeribaşının
Işıklar bir bahriye çiftetellisi çalıyor yüzümde
Hay allah
Yine tutuldum galiba
Derken bir aşk çocuğu doğuyor
Çırpınan denizin karnından
Bu şiir
Ağlarken gülüyor
Ve ağlıyor gülerek
Tuzlu damlalarıyla güneşin,
Sözcükler yanıp yanıp sönerken
Körpecik teninde
Uzaylardan aparttığım yıldız bitleriyle
Aşk çocukları toplumun duygusal ve sosyal açlığını bir nevi ortadan kaldıran bireylerdir.
Aşk çocuklarının olmadığı veya az olduğu toplumlarda "sapkınlık" "suça meyil" "cinsel iktidarsızlık" "loserlık" "tektipleştirmeye uygunluk" çok sık görülmektedir. Ve bu karakterle gelişen hastalıklı tohumlar nesilden nesile bunu taşıyabilmektedirler. Baskı unsurunun birazcık bulunduğu her ilişki aşk çocukları vermekten uzak bir kadere yelken açmış demektir.
Aşk çocğu olup olmadığınızı anlamak için ebeveynlerinize dönüp kısa bir inceleme yapmakta fayda var. Görücü usülü, rızası olmadan evlendirme gibi kavramlar hala daha güncelliğini koruyan faşist uygulamalardır. "evlenince seversin" "zamanla alışırsın" gibi cümleler hala daha sarfedilmektedir. Bunların dışında ülkedeki ekonomik şartların ağırlaşmasıyla birlikte zorunlu "maddiyatçı evlilikler" de yeni bir kavram olarak erkek ile kadının sıvılarının birbirine karıştığı duygusal bir şölene dönüşen o anları, seksin güzelim ahengini duygusuz birer imzaya "yat geliyorum"a bırakmıştır. Rastlantı kavramı ortadan kalkmış herşeye bir standardizasyon ve tektipleşme getirilmiştir.
aşk evliliği sonucu dünyaya gözlerini açmış veletlerdir. bunlar büyüyünce saçlarını jölelerler sonra eğlenceyi hakun altun şarkılarında ararlar. değişiktirler. aşk çocukluğunda en ön sırada yer alırlar.