ilk insandan bugüne süregelen ne yaman çelişkidir aşk ve gurur.
aşkıyla mutlu olmak mı gururu kapının yanına yatağın altına bırakıp ?
gururla mutsuz olmak mı yatakta onurunuza sarılarak,
sevgiliye sarılmak için çiğnenir mi gurur ?
çiğnenirse gurur gururu çiğneten sevgili sevgili midir aslında ?
hangisi yener bilinmez kimi aşkıyla mutlu kimi gururuyla
kimi gururunu mutluluğuna kimi aşkını gurura feda eder.
ne yaman çelişkidir mutluluğa uzanan yol !
kısaca aşkın olduğu yerde guru olmaz. hele gururun olduğu yerde aşk hiç olmaz. bu ikisi su ve ateş kadar zıttır aynı yerde olamazlar mutlaka biri birinden ağır basacaktır.
fazla gurur aşkı öldürür hatta bazen aşkın doğmasına bile izin vermez. ne diyor şair; sen bir de bendeki seni seyret. aşktır bu hem de en alasından. ancak bunun dile dökülmesine mani olur gurur. eğer içindeki aşkı dışa vuramazsan bir gün söner gider.
ne diyor başka bir şair; aşkta gurur, bok gibi durur. bu yüzden gönülden, samimi olarak seviyorsan, aşıksan gururunu çiğne ve git aşk denen mereti içinde taşımaktan kurtul. sevdiceğinle paylaş.
afedersin ama benim gururumu hiçe sayan aşkın ta amına koyim ben. genelleme yapmıyorum yanlış anlaşılmasın ama gururun yerlerde sürünmesinin vereceği acı ve mağlup olmuşluk hissini aşk falan dindiremez. Kim ne derse desin, insanın yitirdiği öz saygısının yerini hiçbir aşk dolduramaz. burada bahsettiğim öyle küçük gurur oyunları değil tabi ki.
aşk olacaksa gururla beraber olmalı. sevgililer birbirlerinin gururlarıyla oynamamalı. insan, gururunu çiğneyen, ayaklar altına alan, iki paralık eden birine nasıl hâlâ sevgilim diyebilir ki zaten?
dünya nın en zorlu versusudur birisini çok sevseniz de gurunuz incindiğinden belli bir yerden sonra vazgeçmek zorunda kalırsınız dünya nın en zorlu süreçlerindendir.