Takıntı bir hastalıktır,
Muhakeme yeteneğiniz var olmasına rağmen yanlış olduğunu bildiğiniz şeyleri tekrar tekrar yaparsınız.
Aşkta muhakeme yoktur;
Yanlış bir kişi olsa dahi sevmeye devam eder, duygularınız size ne emrederse hiç düşünmeden dinler, sorgulamazsınız.
Takıntı boyutuna varmış bir aşk ise tehlikelidir, sizi bencilleştirir;
Halbuki aşk, kendinden çok karşındakini düşünebilmek, yeri geldiğinde onsuz olmanın mutsuzluğunu sineye çekip onun mutlu olduğunu bilip mutlu olabilmektir,
o mutluluğu bir başkasıyla yaşıyor olsa dahi.
ikisinin karışımı olursa tadından yenmez zaten aşkın içinde takıntıda olmalı saplantıda yalnızca aşk olunca insan arkasına bakıp gidebiliyor unutabiliyor ama takıntı olunca öyle olmuyor aşk bitse bile bazı şeyler bitmiyor ve bu da ömrünü uzatıyor ilişkinin kısacası olmalıdır takıntı vs ye dökeceksek işi ben takıntı alır diyorum çünkü sadece aşk olunca insan arkasına bile bakmadan siktirip gidip unutabiliyor ama takıntıda unutmak pek mümkün değildir.
aşk sağlıklıdır.
takıntı sağlıksızdır.
aşk faydalıdır.
takıntı bir müddet sonra zararlıdır.
aşk eşindeki güzellikleri, özellikleri sürekli yenilemektir.
takıntı tutukluluktur.
aşk sürekliliktir.
takıntı tıkanıklıktır, devamı yoktur.
Takıntıyı aşk ya da sevgi zannedenler yüzünden dünya daha da çirkin oluyor. Halbuki hepsi kırılan bir ego, mağlup olma hissi. Başka bir sikim değil!
Bir insan, arkasından küfür ettiği,'insan kılıklı' birisinin kendisini üzmesine nasıl izin verir amına koyayım? Bu kadar mı saygınız yok kendinize? arkasından Küfür ettiğine göre yanlışı olmuştur. Yanlışı olduğuna göre göttür. Göt birisinden kurtuldum diyerek iyi yönden bakıp mutlu olması gerekirken, saçma saçma şeyler.
Zaman geçiyor ve bu geçen günler geri gelmeyecek. Boş yere kendinizi üzmeyin. Kendinize gelin.
Pek bir fark yoktur. Aşık olduğun kişiyi de sabahtan akşama kadar düşünürsün, takıntılı olduğun konuyu da. Obsessif kompulsif bozukluk'la yakından ilişkisi vardır aşkın.
aşkta sevgilinin kılına zarar gelsin istenmez ama takıntıda sevgiliyi hırpalama ihtimali belirir. aşık olan bir iç ferahlığı ile doya doya yaşarken çilesini, takıntılı adam fesat duyguların pençesinde pişmanlık sınırında gezintiye çıkar.
bir kızı sevdiğinizi varsayalım. şimdi bu kızın düğünü var. yani başkasıyla evlenecek.
siz bir gün sokakta arkasından koşup kolundan çevirir ve 'seni kimselere yar etmem' derseniz bu takıntı, uzaklardan kendi kendinize 'mutlu ol sevgilim' derseniz bu aşk olur.
