materyalist düşüncenin temeli gibi görünebilir ama inanmamak içinde çok mantıklı sebepler vardır. insan kendi çıkarları doğrultusunda sevebilir veya aşık olabilir.* yani yaşadığı her şey kendi içindir. ben psikolojisi altındadır. birini seviyorsan bunun bir çok nedeni olabilir. yanında mutlu oluyorsundur, kendini iyi hissediyorsundur vs. aslında tüm bunları hissettiğin için seviyorsundur. yani kısacası sadece kendi çıkarların için. bu durumda sevgi ve aşk yoktur diyebilirim. sadece çıkar vardır ve bu her koşulda geçerli olan önermedir. bencil gibi görünsede mantıklı ve tartışmaya açık bir önermedir.
hayatını size adadığını iddia eden kişi ayrılığın üzerinden 10 gün geçmeden başkasına koşuyorsa, haklı olarak yapılandır.
bu söylediğim ergen tribi olarak algılanabilir. bu olay yani. ama sadece bu değil pampa. pek çok insan inceledim, çiftlerin arasına daldım, psikolojik ve toplumsal çıkarımlar yaptım... bu sonuca vardım. hikaye bu aşk meşk falan. hehe.
aşk sevgi yok bunlar yalan diyen herkes birgün aşkım sevgilim gibi kelimelerin içerisinde olduğu cümleler kurmuşlardır.
işler yolunda gitmezken oluşan febri düşüncelerin ışığında böyle net tanımlamalar yapmak doğru değildir...
Aşka sevgiye inanmadığın zamanlarda, hatta kimseye güvenemem ben korkusuyla yoğurulurken sen, öyle biri gelir ki hayatına "ondan önce hiç aşık olmamışım ben" dedirtir insana.. Dip not: inanılan aşk sevgi güven üçlüsü değil, bu gibi duyguların içinde yeşermesine sebebiyet veren kişidir.. Evet ta kendisidir..
kuyruk acısı olan kişiler aşk ve sevgiye inanmazlar. gerçekten aşık oldukları sevdikleri kişilerden kazık yiyince, terk edilince boş olduğunu düşünüp inanmamaya yönelirler. bir nevi insanın kendini kandırması yoluyla telkin etmesidir.
bahanelerle kendini kandırma yöntemidir. aşk ve sevgi zaten manevi bir şey, aşkın sevginin ne kabahati var sen doğru birini bulamadı isen diye sorarlar adama.