Âşık olmaya başladığını fark etmek ya da âşık olduğunu anlamak bu kadar zor mudur ki, adına hikâyeler yazılmaya başlar. Hikâyeler yazılır çizilir. insan bilmez mi âşık olup olmadığını, aslında hata aşka tarif aramakta, aşk tarif edilmez. Şimdi hangi ölçü biriminde Mecnunun aşkıyla benim aşkım eşit olabilir ki, olamaz o zaman zorlamaya gerek yok. Aşkın bir tanımı yok kardeşim, o zaman ben âşık oldum diyeni kabul edeceğiz. Tarife giremeyeceğiz. O zaman aşk yararlarına aynı tedavileri kullanabiliriz. Ama her birimiz farklı bireyleriniz bu farklı bireyler olmanın sonucu da her birimizin aşk yarası bambaşkadır. Bambaşka aşklar yaşarız, tariflerimizde farklıdır. işte bu standartlaştırılmaya başlayan aşklar yüzünden her yerde ucuz aşklar yaşanıyor. Herkesin standart bir aşkları, olmayan masalları var, yazık değil mi Mecnunlara, Ferhatlara, Leylara, Zührelere.
Leyla sevmek hoştur amma, mecnun olmak başkadır başka.
Yâre varmak hoştur amma, yaren olmak başkadır başka.
Ateş olmak hoştur amma, yanık olmak başkadır başka.
Talip olmak hoştur amma, dengin bulmak başkadır başka.
Âşık olmak hoştur amma, Sadik olmak başkadır başka.
Yanık olmak başkadır başka.
Şair böyle demiş işte. Burada ki tarif. Âşık olmaya başladığını fark ettiğin anının tarifi de oldukça basittir. Ona kavuşmak için eğer ki tüm koşularda dakikaların hızlı akmasını istiyorsan ve ondan her ayrıldığında daha bir dakika geçmeden onu özlüyorsan işte o zaman başla aşık olduğunu fark etmeye, çünkü aynı zamanda kaybetmeye başladığın anda olabilir.