iki insanın arasına aşk girmesi olayıdır. o anda birden iki tarafta tutulur güneş gibi ay gibi, nutku tutulur bu kimselerin bir anda, sonrasımı? kısmet bee. aşk işte tarifsiz serüvenler dizisi gibi.
fahriye evcen in on numara oyunculuk çıkardığı film. sarı lacivert rengin hakim oldugu neşeli kahkası bol gayet güzel film ama fahriye daha güzel tabiki.
gerçekten iyi bir filmdi. bazı olaylar saçma sapan aktarılmıştı ancak bu film 'romantik komedi' olarak sınıflandırılanlardan zaten. böyle bakınca hoş görülecek bir durum.
--spoiler--
filmde kızla erkeğin karşılaşmasından sevgili olmalarına varan süreç çok güzel anlatılmıştı. kumlara uzanıp konuştuktan sonra el ele tutuşmaları anında hakikaten güzel duygular hissettim. çok eksiklikler vardı filmde ancak genel olarak keyifliydi.
--spoiler--
elbetteki fanatik bir fenerbahçeli olarak büyük bir keyifle seyrettiğim, maç esnasında totem yapma uzmanı birisi olarak da kendime bir çok yerini yonttuğum filmdir. ama bana bu filmi tavsiye eden de gelin görün ki hasta galatasaraylı kuzenimdir. **
prodüksiyon elbette ki öyle ahım şahım değildir; ama hem fahriye evcan* hem de tolgahan sayışman performanslarıyla göz doldurmuştur. filmin hedef kitlesi ise sadece fenerbahçe taraftarları değildir elbette. gerçekten 1 saat 38 dakika boyunca sıkılmadan seyredebileceğiniz, arşivinizde mutlaka bulunması gereken bir filmdir aşk tutulması. pınar hastane odasında yatarken uğur'un yaptığı totem, arkadaşlarının maça gitmeyip hastane bahçesinde toplanması ve uğur'un çaresizce yaptığı, pınar'ın başucundaki tiradı * inan gözyaşartıcıdır. emeği geçen herkese teşekkürler.
3-0 gerideydik. etrafta ağlayanlar vardı.. sonra çıkış tünelinde bizimkileri gördüm.. avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım "fener" diye.. sonra 4 tane attık ve maçı kazandık. işte ben bu yüzden fenerbahçe'ye ve futbola aşığım.. ama kazanmasaydık da severdim.. seni de fenerbahçe'yi sevdiğim gibi seviyorum..
karşılıksız...
ölesiye..
fahriye evcen ve fenerbahçe öğelerini barındırması nedeniyle izlemek farz olmuştu. sağda sola romantik komedi dendiği için beklentilerim de epey düşüktü ve neticede istediğimi aldım. hem fahriye'yi izledim hem de sarı lacivert bir film izledim. zaman kaybı olarak nitelendirmememin sebebi de bunlardır.
--spoiler--
bu tip filmlerde ne zaman bir farklılık olacak be kardeşim? klasik bir yoğun bakım sahnesi, üstüne klişenin allah'ı bir "bırak kızı al parayı" sahnesi. yeşilçam filmi gibi geldi. iki süper film birden ve bağımsız sinema göndermeleri gözlerden kaçmadı. fahriye evcen'in babasına kızıp bağırdığı sahnedeki oyunculuğunu çok beğendim. damarları çıktı lan kızın bir an cidden bir şeye kızdı herhalde diye düşündüm. müzikler iyiydi, murat akkoyunlu iyiydi, bir kaç saniye de olsa feridun düzağaç iyiydi.
öte yandan kötü karakterin soyadının aslan olması da birşeyler çağrıştırıyor gibi. baheymm? vallahi çağrıştırıyo.
--spoiler--
dvdsinin çıkmasıyla birlikte izleme fırsatı bulduğum romantik komedi tadında eğlenceli bir film. fenerbahçeliyseniz, içinizde biraz fahriye evcen tutkusu varsa ve güzel vakit geçirmek istiyosanız dvdsi alınıp izlenesi bi film.
fenerbahçelilerin "çok şirin, çok güzel, yirim" dediği, fenerbahçeli olmayanların "bok gibiydi, yanımdakinin üstüne kustum" tepkisi verdiği film. komik çocuklar sizi.
başdaki olayla* güzel bir film hissi uyandırıyor ancak çok saçma bir şekilde devam etmesi oldukça basitleştirmiş filmi. müzikler kurtarmış allahtan. bertuğ cemil'in ''yağmur'' şarkısını ara ara vermeleri hoş olmuş.koca filmde sevdiğim tek şey belkide sadece o müzik oldu.
gülüp eğlendirirken eski yeşilçam filmlerinin tadını veren oldukça hoş bir film olmuş.
fahriye evcen'in gerek mimikleriyle, gerek cıvıl cıvıl oluşuyla, gerek sempatikliğiyle güzelliğini tescillediği, ki arabadan indiği sahneyle akılları baştan almıştır, tolgahan sayışman'ın rolünün hakkını sonuna kadar verdiği, ki filmin hemen başında babasının mezarına giderek telefonundan babasına sarı lacivert şampiyon fener tezahüratını dinletirken yarmıştır, 3 mayıs 1989 galatasaray fenerbahçe maçıyla şahsımı çocukluğuna götüren, her fenerbahçeli'nin izlemesi gereken sıcacık bir film.
iyi vakit geçirten, güldüren, mutlu eden hoş bir romantik komedi. komedinin ille de belden aşağı esprilerle yapılmak zorunda hissedilmediği, eski eğlencelik türk filmleri tadında olmuş. hele fenerbahçe taraftarıysanız daha da keyifli.
büyük beklentilere girmeden iyi vakit geçirmek, gülmek, eğlenmek amacıyla gidilecek bir film.
su ana kadar izlediğim en bayık en boktan film.vakit kaybı.ayrıca fenerbahce den nefret eden biriyseniz aman diyeyim.anormal bir fenerbahce pohpohlaması var.az buz değil.
son ayların dikkat çeken popüler güzel kızı ile yakışıklı delikanlısını bir romantik komedide biraraya getirmekle ortaya güzel bir film çıkar mı , yoksa çıkmaz mı sorunsalını cevaplayacak olan 2008 yapımı türk filmi.
--spoiler--
Fanatik bir Fenerbahçe taraftarı olan Uğur, bir ilaç mümessilidir. Gündelik hayatında gayet sakin bir kişiliği varken söz konusu futbol olduğunda bambaşka bir adam olmaktadır. Kazanma arzusu ve totemler onu diğer fanatiklerden ayıran en büyük özelliğidir. Annesi ve kız kardeşiyle birlikte yaşayan Uğur, annesinin evlenme baskısından sıkılmıştır. Söz konusu evlilik olduğunda Pınar da aynı baskıyı annesinden görmektedir. Trafik kazası sonucu tesadüfen Pınar ile Uğur tanışırlar.Bu tanışma hem Uğurun ve hem de Pınarın hayatında köklü değişikliklere neden olacaktır
--spoiler--
eğlenceli bir vakit geçirmek için gidilesi film.. konu klasik gelsede zamanınıza ve verdiğiniz paraya acımıyorsunuz.. tek sıkıntı fenerbahçe'nin ana konu içinde yer alması..
fragmanından görüldüğü kadarıyla gereksiz bir film. ama şu sözü sevdim "renk körlüğüne iyi gelen bir ilacınız var mı? bazıları kırmızıyı göremiyor da" kırmızıyı göremeyenlerin kırmızıyı sindiremeyen insanların seyredeceği bir film olacak muhtelemen. suyun öte tarafına burdan iyi eğlenceler diliyoruz.
