Tesadüflerin kesinlikle olmadığını söylememe rağmen önüme bu gibi cümleler şeklinde çıkıp sinirden başımın taa içini ağrıtmaya sebep olan durum veyahut cümle.
Filmde ağır emek var.
Biz hızlı tüketen bir nesil olduğumuzdan bir iki kalemde herşeyi
Harcıyoruz ama filmin sonundaki hoşcakal şarkısının sözlerine kadar
ince çalışılmış geridönüşleri oldukça başarılıdır.
Tekrar tekrar izlediğinizde filmde yeni detaylar keşfedebilirsiniz.
aşk sadece tesadüfleri sevmiyor arkadaşlar.. amerikalıların "blind date" birilerin siz tanıştırdıktan sonra bir kadın ve erkeğin tanışması (aslında bir nevi görücü usulü). olmaz demeyin ben şahit oldum oluyor üstelik bu iki kişi 50'lerinde. Bildiğin aşk yaşıyorlar şu anda. umudunuzu yitirmeyin..
Toplum olarak aşk filmlerine bir önyargı ile yaklaşıyoruz nedense. Bence her aşk filminin altında özcan denizin çıkmasından dolayı. Bu önyargıyı bir kenara bırakıp filmi incelersek 2000 sonrası türk sinemasındaki en iyi aşk filmine aday bir yapımdır. Oyuncu açısından bakarsak belçim bilgin ve altan erkekli taş gibi oynamışlar fakat insan yine de mehmet günsür yerine neden başka biri değil diye soruyor...
Film zamanında ergen tayfaya ait gibi gözüktüğü için yaftalanmıştır. Zaten müslüm gürsesle başlayıp şebnem ferahla biten bir filmi beğenmemek olmaz. Önyargıyı atın ve izlememişseniz bu filmi izleyin.
Neden-sonuç ilişkisi evrendeki her şey için geçerlidir.
Determinist kurallar dahilinde işleyen kainatta, tesadüf bulunmaz.
Tesadüf yoktur, neden-sonuç vardır.
Aşk tesadüfleri sevemez.
Sevseydi, leyla ile mecnun gibi olurdu, şirin ile ferhat gibi olurdu.
Mümkünatsızlığa aşık olmak beterdir, kainatta.
sanırım koca sözlükte seven tek insanım. belki kendimden bir şeyler bulduğumdan, belki yalnızca dilediğimden seviyorum filmi. bayağı bayağı en sevdiğim film yahu bu. çıktığı günden beri bir gelenek gibi aynı gün aynı saatte izliyorum filmi. cidden bir tek ben mi sevdim Özgür ile Deniz'in hikayesini?
benim hayatıma almanya´da devam etmeme sebep olan konu, "x" ülkesinde yaşarken sigara almak için girdiğim bir dükkanda, o an cebimde bozukluk çıkmaması, ve arkamdakio cok güzel alman kadının bana o çıkmayan o çok cüzi miktarı vermesidir, mesela...
eğer cebimde o çok cüzi miktardaki para o an cüzdanıımda olsaydı, yüzde 99,99 şu an sizin aranızda olurdum, ve birçoğunuz beni şahsen tanıyor olurdunuz.