Abi böyle film mi yapılır ya! Öldük izlerken ya öldük resmen. demir demirkan'ı geçtim. Şebnem Ferah hoşçakal. Öldürür tek başına ya. bir de o sahnede.
of of. sözlük çok fena bir film.
Güzel mi güzel orasına sözüm yok.
abartıldığı kadar mükemmel olmayan ama yine de iyi diyebileceğimiz romantik bir klişe filmdir. benim çok beğenme sebebim ise ankarayı çok güzel yansıtmış olmasıdır. izleyince bir daha vuruldum şehrime.
filmografi olarak değerlendiremeyeceğim film. belki hikayesi çok güzeldir ya da çok kötüdür ancak bu durumu bilen anlayabilir, film öyle bir acıtıyor ki izlerken, ben şahsen dayanamadım izlemeye, ağlamak üzereyim, kapattım kendimi daha az duygusal hissetiğimde izleyeceyim. bu film her bünyeye aynı etkiyi yapmaz kanaatindeyim, ancak çarptı mı fena çarpıyormuş. beğenmeyenlere saygılarımı sunarım ancak izlediğim kadarıyla bile öyle bir koydu ki replikler karakterler falan, utanmasam ağlayacağım, daha müsait bir zamanda filmin tamamını bitirip tekrar denerim sana filmi anlatmaya sözlük, şimdilik mola verdim.
edit: filmi bitirebildim. tasadüf konusunu abarttıkları için inandırıcılığı azalmış bir film. türk sinemasında çok önemli bir film olmasa da, ankarayı sevenler, ankarada aşık olanlar, ankaralı bir kıza aşık olanları etkileyebileceğini düşündüğüm bir filmdir.
film konusu gereği klişeleşmiş bir aşk hikayesinden midir bilmiyorum ama,
beni hayatlarındaki tesadüflerinden, yaşadıkları kısa aşktan çok,
altan erkekli nin vefat etmeden önce konuşmasını kaydettiği kaseti, yıllar sonra oğlu dinlerken sel olup giden gözyaşları etkiledi.
esas adamımız öyle içten ağladı, öyle güzel oyunculuk sergiledi ki zor tuttum kendimi.
inandırıcılığı muhteşem.
o atmosfere ister istemez sizi sokuyor, siz de başlıyorsunuz hüzünlenmeye.
aşk tesadüfleri sever yalanına kanmayın!!!
geçen gün caddede kızın birine omuz attım, iphone düştü yere, hemen topukladım.
hani aşk tesadüfleri severdi?
ismiyle kaybeden film. artık hiç kimse aşkın tesadüflerle olduğuna inanmıyor. tesadüflerle olan aşk da tesadüftü zaten denip bitiriliyor. ismi yanlış seçildiği için popülaritesi oldukça düşük. incir reçeli ile isim olarak kıyaslandığında çok daha banal kalıyor.
b.k ötesi filmdir. klişeler bombardımanı mübarek. ulan bu filmi bu kadar met edenlere içimden sayıyordum millet ağlamış lan filmde, öyle yazıyor yukarlarda. sıçayım sizin film anlayışınıza, sıçayım sizin aşk anlayışınıza.
şimdi film iyi arkadaş. filme bok atanların çoğu yalnız insanlar. ya yalnız saplar ya da erkek arkadaşı olmayan kızlar.
zaten şu an için 2011 yılının en iyi gişe yapan 2. türk filmi eyvah eyvah2'den sonra geliyor. 2 milyonun üstünde izlenmiş. buradan sonrası spoiler...
--spoiler--
herkesin vardır bir çocukluk aşkı. yüreğinin bir yerlerinde acaba karşılaşır mıyız düşüncesi. işte film tam da bunun üzerine kurulmuş. çocukluk aşkına hala aşık olan ve izini kaybedenler için ideal bir film.
belçim erdoğan'ın oyunculuğu mükemmel. her hareketi o kadar doğal ki. mehmet günsür zaten tartışılmaz.
1-2 de göze batan nokta var benim için filmde;
birincisi özgür'e kalp rahatsızlığı tanısı konulan sahne. doktor diyor ki bir kalbini dinleyelim. açıyor sırtını başlıyor dinlemeye ve tanı ritm bozukluğu... hatalar zinciri. yaklaşık 12 yıldır bu işin içindeyim hiç sırttan kalp dinlemedim. dinleyen arkadaşım da yok. kalp önden dinlenir. ayrıca ritm bozukluğu demek dinlemekle çok kolay değildir. bir ekg falan çekmek gerekir. neyse...
ikincisi ise özgürün lise yıllarından. ben kendimden biliyorum bizim zamanımızda kravatı aşağıda,gömleğinin üst düğmesi açık, gömlek pantolonun üstünde lise öğrencisine rastlayamazsınız. o şimdi ki zamanın liselileri arkadaş.
küçük ayrıntılar gibi ama önemli bence. film iyi fena değil ama neden oscar'a aday olabilecek filmler yapamadığımız bu küçük ayrıntılarda gizli.
--spoiler--
romantik, izlerken tebessüm ettiren, fakat abartılı tesadüf sahneleri ile dolu filmdir. yine de son sahnenin etkileyiciliği inkar edilemez: doğum anında boynuna kordon dolanmak üzereyken tesadüfi olaylarla hayatını kurtaran erkeğe yıllar sonra hayat vermek...
cıvık cıvık bir aşk hikayesi beklentisiyle, büyük önyargılarla başına oturduğum ama hiç de düşündüğüm gibi çıkmayan; sıcak film. hatta oldukça iyi. tabii ki türk filmlerinde her zaman olduğu gibi klişelerle ve abartılarla oldukça süslü ama izlerken hiç sıkmayan ve kendini sakin sakin sonuna kadar izlettiren bir film. izlenebilirliğinin bu kadar yüksek olmasının en önemli faktörlerinden biri de tabii ki mehmet günsür.*
izlediğim en güzel filmlerden kendisi. şu an filmi yeni bitirmiş olmamın etkisiyle çok şey yazamıyorum ama editlenerek devamı gelecek bu entrynin. ama kısaca:
(bkz: dağıttın be aaaabi)
klişelere boğulmuş, içinde ufak tefek de olsa mantık hataları bulunan, cansel elçin hariç bütün yan rollerin güzel bir performans sergiledi türk filmidir.
mehmet günsür'ü beğeniriz, harbi oyuncudur ama belçin bilgin erdoğan'in bi kırk fırın ekmek yemesi lazım ki bir daha başrol oynayabilsin.