Ölüme mahkum edilmiş bir aşktan bu yazılanlar... Gecenin yanağından, savrulmuş yağmurlardan ve toprak kokusundan...
müzik indir
Yaşama kafa tutarak geçiyorum gençliğimden. Parmak uçlarımda, tüm mahçupluğuyla kalemim ayrılığı kusuyor.
Ama ben seni susuyorum dilimin döndüğünce. Bütün anlamlarını çaldırıyor kelimeler, anlamsızlığımda.
Odama ayak bastığımda ilk önce ölüme mahkum edip kendimi, sonra siliyorum kendi kendimi, sayfa sayfa hayattan.
Sırf parmak uçları yanmış bir kağıttan ibaret değildir yazdıklarım. Bazen devrilmiş kentlerde konuşuyor şairin sustukları.
Bu kent senden uzakta ışıl ışıl kavrulmakta.
Yolunu sapıtmış kelimelerin peşine takılıp gidiyorum ben, ardımda sonsuz ayrılıklarla.
Artık aşka elveda... Belki yağmur ıslaklığı kalmadı saçlarımda. Ve hiçbir masum tutuşma yok avuçlarımda.
Şehrin ışıklarına emanet ettiğim sadece bakışlarım değildir. Bazı bazı bir ağlayıştır ilk sevdamdan kalma.
Afedersin ey aşk! Yalan olmasın ilk ve son... Kusursuz bir sevdayı sevemedim hiçbir zaman....
Ama ayrılığım mutlak kusursuz olmalıydı. Ve kusursuzdu da zaten. Ölümümün ardında hiçbir delil bırakmamıştım.
Hep keskin bir hüzün kokardı odam; sarhoş bir ayrılıktan çıkmış gibiydi.