retorik ve deli saçması ikilemdir. yalnızlık seçilebilir, ancak aşk gerçek olması durumunda tercihe bağlı olamaz. aşıksınızdır ya da değilsinizdir, gerçekten aşıksanız yalnızlığı isteseniz de seçemezsiniz. eninde sonunda kendi inadınızı oyun dışı bırakır ve aşkın peşinden koşarsınız. "illa seçeceksin hocu, biz anlamayız" durumu söz konusu ise, aşktır.
yalnizlik derim. kafani dinliyorsun azizim, yarin kizi nereye gotursem ona ne alsam da gonlunu kazansam derdi yok paran cebinde duruyor abuk subuk seylerde canin sikilmiyor. uzerinde dusunmen gereken seylerden birisi olmuyor. kisaca rahat oluyorsun azizim.
yalnızlık, etrafındaki insanların sayısıyla ölçülebilir bir şey değildir, aklının ve vicdanının uyuştuğu insan sayısıyla ilgilidir. Fakat hayatında akıl ve vicdan olarak uyuştuğun insanların bulunması bile yalnızlığını engelleyemez. sevgilinin olmaması yalnız olduğun anlamına gelmez. bir sevgilin var oluşu senin yalnızlığını gizleyemez. "Zira ateş düştüğü yeri yakar ve o ateş tek bir yere düşmüştür: Sana"
Bazen öyle bi an gelirki aşık olursun her zaman onu düşünürsün o yanında olmasa bile yanlızlık çekmessin onun varlığı sen yanında yokken bile seni mutlu eder. Bazen aşk yanlızlığa hükmede bilmektir.