bana uymaz. aşk elleşmek cilveleşmek de değildir ama başkasının sevişip mıncırdığı adama/ kadına hala aşık kalmak aşk değil, hala bir miktar kalmış meraktır.
aşk altında duygusal başlıklar açılmasına açık, sadece gkk kuralına açık bir şeydir."aşk ümitsizliktir.geceleyin kalkıp onu düşünüp yok başını suyun altına dayamak, ekmeği tuza banıp banıp yemek-ki ne iğrençliktir, daha yapana rastlanmadı- böyle klişe işkencelerle kendine zarar vermek" olmamalıdır.aşkı böyle acı hale getirmektense aşk bir sudur iç iç kudur ayarında yaşamak en güzelidir.
tabi yaa elde ettiğinde kimin peşinden koşma gereği hissedeceksin ki?
ya da kim için süslenip püslenip deli danalar gibi etrafında dolaşacaksın?
her dediğine evet deme mecburiyeti hissedeceksin?
kavuşursan -ki yine de tercihimdir- olmicak bunların hiçbiri. monotonlaşacak her şey, ekşin kalmayacak, kaçıp kovalamayacan kimseyi..
belki de en buyulusu boyle olanıdır..sevilen zat hayallerindeki gibi kalır..kotu yanlar gorulmez..kavgalar olmaz..yuceldikce yucelir.. tek sorun dokunamamaktır..tek gercek hayal etmektir..
insan karşısındakini ulaşamadığı sürece gözünde büyütür. bir ley ne kadar uzaksa insana o kadar hızla koşar insan. bir gün kendini sevdiğiyle buluğu zaman aslında sevdiği şeyin karşısındaki değil karşısındakine ulaşabilme umudu olduğunu fark eder. sevgi biter.
ünlü aşk hikayelerinin kavuşamamayan sevgililer üzerine olduğu düşünüldüğünde doğru olması muhtemel önerme.
(bkz: kerem ile aslı)
(bkz: romeo ve jülyet)