ürkek, tedirgin bir serçe gibiydi kalbim aşk kırıntılarını yerden toplarken. kırıntılar ne kadar küçük olsa da hem doymaya çalışıyor hem de küçücük canımın derdindeydim. çevremde o kadar büyük lokmalar vardı ki benim kırıntılarla uğraşmam birçok hemcinsim için alay konusu olmaktan geri kalamıyordu.
gökyüzünün mavisi bir nebze de olsa acılarımı dindirmek için paha biçilmez bir rahatlık verse de ruhuma. her kanat çırpışımda daha bi sana ve özgürlüğe kavuşacağımı hissediyordum her şeye rağmen. ama bir dağ gibi aşılamaz düşüncelerin geçit vermiyordu sana kavuşmaya.