Ne kadar tuhaf gelse de çok derin anlam yüklüdür bu cümlenin içinde.
Aşk bu diyor, kızıl ötesi yani insanın iliklerine kadar işler. Yaralı müzesi, yani geçip gittikten sonra, arkasında bıraktığı yaralılardan müze kurulur. Hareket edemem, yani aşık insanın dizlerinin bağı çözülür diyor.
Aşk, yaralı bir müzede saklanan değerli bir şey ve kızılötesi ışınlarla korunuyor. Bu yüzden de hareket edemiyor. Kızılötesi ışınlardan dolayı.
Serdar bey aşk için böyle bir teşbihte bulunmuş ama anlatım bozukluğu yaptığı için manası pek anlaşılmamış.