hmmmm biraz beyin fırtınasından sonra, aşk; kızılötesi ışınlar ile korunan bir yaralı müzesi; bu sebeple hareket edemem, alarm çalar, sevgilim böyle garip sözler yazdığımı fark eder terk eder falan demek istemiş sanırım serdar ortaç. evet bu kafadan istiyorum. evet evet...
Büyük filozof serdar ortaç'ın muhteşem vecizesi. "Kırkından sonra amcam çeker halayı, amcamın zamanında halay mı vardı?" gibi dahice bir şarkı sözü de vardır kendisinin. biz halayı asırlardır oynanan güzide bir türk halk oyunu zannediyorduk, meğer 5-10 yıllık bir geçmişi varmış. cemiyetimizi engin bilgileriyle aydınlattığı için kendisine müteşekkirim.
Gelelim aşkın kızıl ötesi olduğu mevzuuna; aşk öyle muazzam bir şeydir ki, kızıl ötesi ışınlar gibi herkesin idrak edebileceği bir şey değildir demek istemiş olabilir.. Nasıl ki o ışınları çıplak gözle göremiyorsak, aşk gibi ulvi bir duygunun sırrına ermek için de kamil olmak gerekir. aşkın şekerden tabut olduğuna inanıyorsunuz da buna niye inanmıyorsunuz köftehorlar?
Yaralı müzesi ise; her aşkta acı vardır malumunuz. Sevginiz karşılıklı olsa da düşe kalka, zorluklardan geçip mücadele ederek bir arada kalırsınız. Yani yaralanırsınız. işte büyük düşünürümüz de sevdayı yaralılardan oluşan müzeye benzetmiş. Yaralı insanların sayısı çok olduğu için de hareket edemiyor belli ki.
Serdar Ortaç'ı bu dahiyane cümlesinden ötürü kutluyor ve huzurlarınızdan ayrılıyorum efendim.
depresyona sıkıntıya geçici dertlere iyi gelecek mükemmel şarkı. açıyorsunuz bağıra bağıra söylüyorsunuz ve ardından yarım saat boyunca gülüyorsunuz. bağımlılık yapıyor.
Kenan doğulu'nun bir ileri iki geri bu neydi böyle üzerimden aşk mı geçti sözünü duyduktan sonra ikinci plana düşmüştür. Serdar ortaç'a haksızlık edildiği anlaşılmıştır.
Evet haydi gelin bu sözleri çözümleyelim. Aşk bu kızılötesi diyor yani içime işler demek istiyor şahıs burada. Yaralı müzesi derken şahıs burada aşktan pek çok insanın zarar gördüğünü, zarar görenlerin bazılarının da meşhur olduğunu söylüyor. Hareket edemem derken şahıs burada aşktan elinin ayağının birbirine dolaştığını, her yaptığı hamleye dikkat etmesi gerektiğini, bu yüzden de çok yol katedemediğini anlatmak istiyor. Aslında bu şarkının altında derin anlamlar yatıyor anlayacağınız. Çözümlerken çok etkilendim doğrusu.Bir başka şarkı çözümlemesinde görüşmek üzere, kalın sağlıcakla.
Geçen gün gelen bir aydınlanmayla anlamını bulduğum şarkı sözü.
Bakın şimdi anlatıyorum, anlattığım şeyleri gözünüzün önünde canlandırın.
Böyle hani müzeden kaçış filmlerinde veya değerli bir eseri korurken vs kızılötesi ışın sarmalıyla koruma sağlarlar ya. Şair burada diyor ki aşk yaralı müzesi gibidir aşk yaralar geride de yaralılar kalır diyor, bu aşkın içindeyim müzedeyim hareket edemem, edersem yanarım diyor.
Aslında düşününce mantıklı ve ince. Serdar ortaçı fazla hafife almışız anlaşılan.
Yani demek istiyor ki aşk bu kızılötesi demek istiyor ki aşk kızılötesi gibidir yanyanayken bağlanır uzaklasirsan aşk biter daha yakinindakine bağlanır bu yüzden seni bir an olsun yalnız bırakıp senden uzaklaşıp sana başkasının baglanmasina izin veremem bu yüzden diğer insanlar gibi yaralanamam bu durumdan dolayi yaralanan diğer insanlarla aynı gruba giremem bu yüzden senden uzağa hareket edemem diyor.
Aşk yarası olanlar bir yerde teşhire çıkmış, güvenlik amacıyla kızıl ötesi sensörler var her yerde. Serdar da eski yaralı aşık ya o da burada bu müzede ve teşhirde. Buradan çıkmak istiyor yani yeniden aşık olmak istiyor ama bu sensörler yaralı serdarın hareket etmesini engelliyor.
sonunda gizemi çözülmüş olan serdar ortaç şarkı sözüdür.
şimdi bir müze var, bu müze serdar ortaç'ın kalbi ve yaralı.
bilirsiniz müzelerde önemli şeyler kızılötesi ışınlarla korunur filmlerde falan görürsünüz. gerçi o ışınlar kızılötesi mi bilmiyorum ama hani böyle ajanlar falan arasından geçmeye çalışır, heh onlar.
işte o aşk duygusu bu kızılötesi ışın. yani serdar bey öyle diyor. dolayısıyla serdar ortaç'ın yaralı benzetmesi yaptığı kalbinde hareket etmesine izin vermiyor bu ışın.
vaaaay arkadaş ya. serdar ortaç sözlerinin böyle imgeler barındırdığını öğrenince kırmızı başlıklı kız masalı gözümde 10 kat küçüldü. serdar ortaç bildiğin sanatçıymış ya la.