penguen dergisinin bir sayısında * "besteleri mi adeta bir filozof * gibisinden ansiklopedileri araştırarak yaparım" sözü tiğe alınmıştı allahtan o zaman bu saçma yeni albümü piyasada yoktu.
türkiye ve komşu ülkelerin kara sınırları içerisinde yazılmış, en güzel ve en derin şarkı sözleridir.acaba ne yaşadı hangi tramvaları atlattı ki bu sözleri yazdı bu adam diye sordurur insana.
serdar ortaç ın şarkısında geçen süper ötesi sözlerdir. bu sözler anlamsız gibi gözüken anlamlı bir bütündür. sadece görmeyi bilenler görebilir anlamı.
aşkın kızıl ötesi olduğunu herkes bilir zaten, yani ne kasdettiğini anlatmaya gerek yok. aşkın müzesi derken, aşkın aslında ne kadar ihtişamlı olduğundan bahsediyor. müzesi yaralı çünkü yarin kalbini kırmış ve bu yüzden hareket edemiyor. işte böyle anlamlı, böyle önemli sözler.
şimdi, bu çok değerli sanat eserlerinin olduğu müzeler soyulmasın diye filmlerde gördüğümüz kırmızı/kızıl ışınlar var hani kızılötesi derken onu kastetmiş..bu serdarda soyguncu aşk çalacak müzeden ama tam ışınların arasından binlerce dansöz gibi kıvrılarak eğilip bükülerek geçmeye çalışırken yaralanmış ama yaralı ayağını çekerse ışının üzerinden yani hareket ederse alarmlar çalacak, yakalanacak ve aşkı elde edemeyecek. bence evet böyle. benim aklıma yattı.
Serdar ortac, sarki sozlerini olusturmadan once turk dil kurumu sozlugunden karisik bicimde sectigi yeterli kelimeyi ayri ayri kucuk kagitlara yazip, bunlari bir fanusta karistirmaktadir. ardindan tek tek kagitlari ceker ve cumlelerini sirayla cikan kelimelerden olusturur. bu ve diger cogu saheser sarki sozu de bu sekilde ortaya cikmistir.