kimi meyve olarak yer hayatı boyunca sarhoş olmadan uç noktalara kaçmadan ama her zaman tadıyla
kimi şarap yapar içer bir süre sarhoşluğuna kanar ayıldığında sadece çöplerini görür üzülür ama pişman olmaz...
kimi dokunmaz uzaktan uzaktan bağı izler birtane koparıp yemez yiyemez
kimi fütursuzca yer bağını sormaz
kimi beyazdır tertemiz bir sayfa vardır her zaman
kimi siyahtır kara lekeler vardır ama saklanır asla bilinmez
kimi pekmez yapar kendi tahin olur karışırlar hayata
kimi sirke yapar herkes sevmez ama sevenide vazgeçemez
kimi büyüktür yemesi zordur içindeki çekirdekleri ayıklamakla uğraşır ama tadı güzeldir
kimi küçüktür bir lokmada ağza atılır çabuk biter
kimi bağcıdır her sene kimin yiyeceğini bilmeden eker o üzümü
kimi yiyendir bağcıya bakıp aldanıp üzümün tadını bilmeden dalar bağa
kimi yağmurdur o üzümü büyütmek için yağar bir an olsada dokunmak ister üzüme
kimi fırtınadır birgün gelir söker atar bütün üzümleri bağdaki bakmaz nedir diye
kimi salkım üzüm sever bağdan bağa koşar
kimi tek birtaneyi bütün bir ömrü boyunca yemeye kıyamaz
kimi aldanır siyah üzümün ihtişamına kokusuna bir anda vazgeçer beyazından kaybeder onu
kimi nin gözüne görünmez beyaz siyah çekirdekli çekirdeksiz üzüm sever o birtane buldu mu başından asla ayrılmak istemez ne yemeye kıyar ne koklamaya
sizin üzümünüz nasıl? umarım elinizde kalan çöpleri kolay atabilenlerdensinizdir..