aşk bir bakar mısın arkadaşım

entry2 galeri0
    1.
  1. şşşş, bu masayada biraz bak arkadaşım !!!

    bu aşk çok ibnedir gerçekten. kimine güler, kimine gülmez. hele belirsizlik yokmu... üfff Allah göstermesin kafayı yersin...

    geçen gün sevdiğim kız önüme bir sıra çekti arkadaşıyla. mÂlum, lise talebesiyiz. ben en önden 2. sırada oturuyodum. kızların önümüze bir sıra çekmesiyle en önden 3.sırada oturuyo oldum otomatikman. normalde böyle bir durumda önüme sıra çeken kişiye iyi (!) dileklerimi sunar ve çıkmasını rica ederdim. ama sonuçda sevdiğim kız. bu durumdan mutlu oldum. hele öyle bir mutlu oldum ki şımardık... milletin uyuşturucu kullandığımı sandığı bir sınıftaydım. haksızda değillerdi; göz altlarım akşamdan kalma gibi ve azıcık koyu, ruh gibi dolaşıyorum, katil gibi bakıyorum, duvar yumrukladı 2 kere (2.de artık elim kanadı, yaralar hÂl duruyo...

    herneyse, böyle bir insanken okadar cıvıl cıvıl bir insan oldum ki. dersde durmadan konuştum, arkadaşlara üst üste espriler yaptım, yüzümdeki salak gülümseme hiç geçmedi. kızın baktığını hissediyordum ( kız onu sevdiğimi biliyor. fakat o beni sevmiyor... ) . gerçekten ne yapacağımı bilmiyordum... şımarmaya devam ettim.

    ders dil ve anlatımdı. yeni üniteye geçince ilk sayfada bizi bir şiir karşıladı. '' aman allah'ım. '' dedim. en sevdiğim şiirlerden biri olan '' üçüncü şahsın şiiri '' vardı. Ceyhun yılmazında radyoda okuduğu bir şiirdi atilla ilhan'Dan. (bkz: üçüncü şahsın şiiri)

    hocaya nekadar yalvarsamda, parmakda kaldırsam, hoca beni görüyor fakat takmıyordu. ''hocam ben okuyım gözünüzü seviyim !!! '' diye gülerek bağırsamda hoca beni tınmıyordu. sonunda yanımdaki oturan arkadaşa okutturmaya başladı. çocuk istiklal marşı okur gibi, kahramanlık şiiri okur gibi okudu güzelim aşk şiirini. hoca durdurdu ve '' vurguyu arttır. '' dedi. çocuk bu sefer şiiri bağırarak okumaya başladı. kafamın dibinde '' felaketim olurdu ağlardım. '' diye bağıran bi adam. ama o ses tonuyla sanki '' felaketimi s*kerim, ağlardım aq '' der gibi okuyodu şiiri. sonunda bitti bu işkence. başka 2-3 arkadaşada okuttu. sonunda hocada okudu. ve ben hÂl '' hocam beni kaldırın diyorum işte yaaaaa !!! '' diyerek gülüyodum. fark ettim kız bana bakıyodu. ama utandım, yüzüne bakamadım kızın. nasıl bakıyo hiç bilemedim...

    arka sıralardan bir arkadaşada okuttu. arka sıralardaki arkadaş daha çok jazz müzik eşliğinde şehir havası katar gibi okudu şiiri. bir an şampanya patlatacaklar sandım valla... sonra hoca sonunda benim okumama izin verdi. başladım
    ''gözlerin gözlerime değince... '' burda durdum. çünkü iyi bir başlangıç yapamamıştım. ve '' hocam durun havam gitti, havay girmem lazım. şöyle sesimi ceyhun yılmaz gibi yapiyim... '' dedim gülerek. kızda birden '' ay havaya gircek bide. '' demesin mi ? aslında bundan bi halt anlamadım... yani iyi bişey mi bu, kötü bişey mi çözemedim ! herneyse...

    işte okumaya başladım şiirin ilk mısrasını. okudum bitti, sevdiğim kız ve arkadaşı kıkırdadı nedense. içimden ''hass*ktir ! kötümü oldu acaba ? '' dedim. ve bu düşüncem dışarı ıkınan bir sesle '' ıhhhh yinemi olmadı beee !? '' olarak çıktı. hoca '' oldu oldu, güzel oldu ! devam et ! '' dedi. bende 2.mısrayı okudum. allah'tan 2.mısranın sonundada gülmediler. hoca tebrik etti ve geliştirebileceğimizi söyledi. 3. dersten sonra kızlar sıralarını aynı yere çektiler... işte o gün öyle geçti. günün sonunda uğur adındaki bir arkadaşla eve giderken bu konuyu konuşmaya başladık...

    ben: ya uğur durumu biliyosun...
    uğur: evet...
    ben: o kız hakkında az buçuk şeyler biliyosundur, anlatsana biraz...
    uğur: kanka valla hiç bişey bilmiyorum. sadece sırayı önümüze çektiklerinde dakika başı sana bakıp yanındakine bişeyler fısıldadığını biliyorum...

    uğur bunu deyince bende iyi bişey olduğunu düşünüp sevindim. uğur'a dünya ahiret kardeşim olduğunu söyledim o psikolojiyle, ve eve gittim.

    yarın cuma günü idi. gittik okula. son tenefüs ben mustafa adındaki arkadaşı bahçede köşeye çektim... ve durumu anlattım. bilgi istedim. o da bişey bilmediğini söyledi. ben köpürdüm. kıza şifreli isim olarak bingöl diyoduk murat adındaki arkadaşla. mustafayada '' sen bilgi topla, sonra bana anlat. sakın bildiklerini anlatırken kızın gerçek adını kullanma. eğer o kız hakkında bahsedeceksen bingöl de. bu muratla koyduğumuz şifreli isim. millet çakmasın diye. '' dedim. konuşmaya devam ettik. zil çaldı. bahçe boşaldı. sadece mustafa ve ben kaldık. sonunda hocalar uyardı sınıfa girmemiz için. okula girdik. sınıfın kapısında kimleri göreyim ? sevdiğim kız ve çetesi. benim kolum mustafanın omzundaydı.sınıfa tabda girerken bütün kızlar organize olmuş gibi '' merhaba mustafaaaaaa '' diye bağırdılar. sanki ben yokmuşum gibi... mustafa ise daha enteresan bişey yaptı. kafasını, sevdiğim kıza yakınlaştırıp '' merhaba bingöl ! '' demez mi ? kızlar birbirlerine bakıp '' bingöl ? '' dediler tabii. bizde kızın şifreli ismini değiştirmek zorunda kaldık. bu sefer meyvelerden böğürtleni seçtik. oysa murat '' karpuz '' da çok inat etmişti ya neyse...

    bu olayı kime anlatsam hep büyük ihtimaller doğrultusunda '' dalga geçiyolardır büyük ihtimal. '' dediler. işte bu ihtimal benim bütün hafta sonumun içine s*çan bir ihtimaldi. içim içimi kemirdi... ya dalga geçiyosa benle ? ya '' öff salağa bak ! '' diyosa gülerek yanındakine.

    içim içimi okadar fecii kemiriydu ki, artık insanlardan kesin cevap alamamanın verdiği şey ( tam olarak Türkçesini bulamadım bu kelimenin ) beni deli ediyodu. belirsizlik, işte bütün hafta sonu düşündüğüm şey...

    facebookda açık gördüğüm bütün kızlara durumu anlattım. okadar uzun uzun roman yazar gibi yazdım. ama çoğu '' bilemicem arda... benim çıkmam lazım zaten. '' dışında bişey demediler. okadar snirlendimki, bütün bu bana cevap vermeyen kızları facedensilesim geldi. ulan hiç mi biri yorum yapmaz. yapanlar ise çoğunlukla '' dalga '' dan yanaydı. inanmak istemiyodum. kim inanmak ister ? sevdiğim kızın sadece saçını anlatan bir roman yazabilirim ...

    ege adındaki arkadaşa '' yeter be kimsemi bulamaz bunu !!! '' dedim. oda eski segilisinin adını verdi ve '' ona sor. '' dedi. bende gittim sordum...

    ve sonunda birisi pozitif şeyler söylediği için mutluydum. sevmeye devam etmemi, kız bukadar sevdiğimi anlarsa bana elbet şans vereceğini söyledi. '' her kız kendisini senin kadar seven birini ister. fakat bu zamanda zor. bence dalga geçmiyodur, merak etme. '' dedi. ve her zamanki gibi zamana bırakmam söyledi. zaman içinde anlayacağını söyledi. kızlar anlar dedi.

    yüreğime su serpti vallaha. entrymi yazıp rahat rahat uyuyabilirim şimdi... ama yinede acı büyük arkadaşlar... tek bildiğim şey, sevsede sevmesede, onu sevmeye devam edeceğim...

    ben: şş kime diyorum !!! aşk, gelsene lan bu masayada !!!
    aşk: heh geldim abi...
    ben: heh bekle s*çtım ağzına !!!

    iyidir iyidir, sevmek iyidir. uğruna öleceğiniz biri yoksa, siz zaten ölüsünüzdür...
    2 ...
  2. 2.
© 2025 uludağ sözlük