aşık olduğunuz andır. aşk acısı aşkın kendisiyle gelmiştir zaten ancak gizlenmiş sinsice zamanın gelmesini beklemektedir. zamanını gelince saklandığı yerden çıkar içinizi kemirmeye başlar. biriktirdiğiniz tüm güzel anılar o gittikten sonra size acı çektirmeye başlar. aşk acısı ile vardır var olma gerçeğidir kabullenmek gerekir.
ilki sonu yok bu acının ama en derinden hissettiğim an sevdiğim kişinin bir başkasından hoşlanması ve beni bu yolda kullanması ağladığımı hatırlıyorum.
kendini bir hiç gibi hissettiğin an, işte o andır. yapabilecek hiçbir şey yok gibi hissedersin. karşına çıktığında gözünü ondan alamazsın ama diğer yandan eve döndüğünde görmemek için dua edersin. çünkü her gördüğünde aynı "hiç" liği hissedersin, üzerine daha çok hiçlik ekleyerek. hep hiç olursun sen. hiç hep olamayacağın düşüncesini saklarsın bir yerlerde. ama dile getiremezsin.
Efendim şimdi hayatta bazı acılar vardır. Her yaşanıldığında ilk defaymışcasına işler insanın iliklerinden içeri. Aşk acısı da bunlardan biridir. Mesele ayrılığın verdiği acıysa sunidir. Gerçek aşk acısı platoniktir. Aşk da odur.